Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/8289 E. 2021/3437 K. 23.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8289
KARAR NO : 2021/3437
KARAR TARİHİ : 23.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A- Katılan Vekilinin nakil aracının iadesine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının kayden malikinin soruşturma veya kovuşturma aşamasında dinlenmediği anlaşılmakla, aracın iyi niyetli üçüncü kişiye ait olup olmadığını belirlemek bakımından malen sorumlu dinlenilip, konuya ilişkin beyanları alınarak dava konusu aracın sanığa veya yakınına kiralanıp kiralanmadığının sorulması, taraflar arasında suç tarihi itibarıyla geçerli olan yazılı kira sözleşmesi bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, tescil plakasına suç tarihinden önce düzenlenmiş trafik cezası bulunup bulunmadığı ve varsa kim adına düzenlendiği, fiilen kim tarafından kullanıldığı araştırılıp sonucuna göre müsaderesine ya da iadesine karar verilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
B- Hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesinde ise;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun’un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- Gümrük kaçağı sigaraların 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nin 54/4. maddesi gereğince müsaderesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,
4- Atılı suçun niteliğine ve suç tarihine göre suçtan zarar görmeyen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.