Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/8100 E. 2021/3700 K. 25.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8100
KARAR NO : 2021/3700
KARAR TARİHİ : 25.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun’un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabule göre ise ;
1-Şoför olduğunu ve aylık 1000 TL geliri olduğunu beyan eden sanık hakkında sosyal durum araştırması yaptırmadan gün adli para cezasının , adli para cezasına çevrilmesi sırasında alt hadden uzaklaşılarak bir günün 32 TL üzerinden hesaplanması ,
2-TCK’nin 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde TCK’nin 52/4 ve CGTİK 106/3 maddeleri gereğince hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
3- Malen sorumlu temsilcisinin beyanında, nakil aracının malen sorumlu şirket tarafından sanığın çalışmakta olduğu şirkete kiralandığını beyan ettiği ve buna ilişkin kira sözleşmesi sunduğu , kiralayan ve kiracı şirket temsilcilerinin akraba olmasının tek başına malen sorumlunun iyi niyetli olmadığına karine teşkil etmeyeceği ve malen sorumlunun beyanının aksine araç ile kaçak akaryakıt taşınacağını bildiğine dair dosyada kesin nitelikte bilgi ve belge bulunmadığı gözetilerek aracın iadesine karar vermek gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde müsaderesine karar verilmesi ,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ile malen sorumlu temsilcisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.