YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6078
KARAR NO : 2021/3297
KARAR TARİHİ : 18.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık … hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Olay tutanağına göre devriye görevi yapan kolluk kuvvetlerinin şüphe üzerine seyir halinde olan sanık …’un sevk ve idaresindeki, sanık …’nin de yolcu olarak bulunduğu aracın durdurulması üzerine arka koltuk üzerinde görünür vaziyette toplam 2650 paket kaçak sigaranın ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; suçta kullanılan aracın sanık …’in annesine ait olduğu, sanığın arka koltukta görünür vaziyetteki sigaralardan haberdar olmamasının mümkün olmadığı gözetildiğinde …”nin atılı suçtan mahkumiyeti yerine suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilerek, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
II-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun’un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa’nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
1-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Suçta kullanılan aracın kayıt malikinin sanık … ‘in annesi olması, kayıt maliki Nezete Çetin’in mahkemece alınan beyanında aracı Rent a car firmasına kiraladığını, sanığın eyleminden haberinin olmadığını beyan etmesi, sanık …’un da aracı kiraladığını belirterek buna dair araç kiralama sözleşmesini sunması dikkate alınarak Mahkemece aracın iyi niyetli 3.kişiye ait olduğu ve müsaderesinin hakkaniyete aykırı olacağı gerekçeleriyle iadesine karar verilmiş ise de nakil aracının daha önce de 26/09/2013 tarihinde kaçakçılık suçunda kullanılması karşısında kayden malikin iyi niyetli olmadığı anlaşılmakla birlikte TCK’nin 54/3 maddesi uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değeri ile nakil vasıtasının değeri göz önüne alınarak aracın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı dikkate alınarak nakil aracının iade kararı sonucu itibariyle doğru olmakla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
2-) Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanunun 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanunun 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanunun 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanunun 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2-Sanıktan 265 karton kaçak sigara ele geçirilen olayda; 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesi kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınması gerekmekte olup, dosya kapsamına göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiili sebebiyle temel cezanın belirlenmesinde teşdit uygulamasını gerektirecek bir durum bulunmadığı halde hapis ve adli para cezasının tayininde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle sanık hakkında faza ceza tayini,
3-Dava konusu kaçak eşyanın müsaderesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken söz konusu eşyanın tasfiyesine de hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık … ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.