Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/4282 E. 2019/7182 K. 15.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4282
KARAR NO : 2019/7182
KARAR TARİHİ : 15.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın duruşmalı inceleme isteğinin, hükmedilen cezanın süresine göre, 1412 sayılı CMUK’nun 318/1. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiillerin devletin sözü edilen egemenlik hakkı ile birlikte vergilendirme hakkını ve mali yararlarını ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 14/04/2013 tarihinde işlediği aynı nitelikteki suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/422 E. sayılı mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/19746 E. sayılı dosya üzerinden incelenerek bozulmasına karar verilmesi karşısında;
Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre de,
1- Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesine karar verilerek infazda yetkinin kısıtlanması,
2- Sanığın, ambalajında bandrol bulunmayan sigaraları ticari amaçla nakletmekten ibaret fiilinin münhasıran 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesine uyduğu gözetilmeksizin, anılan Kanun’un 3/10. maddesine de uyduğu belirtilerek anılan Kanun’un 3/18. maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesi delaletiyle uygulanması,
3- Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesinde cezaya konu edilen eylemin ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üretmek, yurda sokmak, ticari amaçla bulundurmak, nakletmek, satışa arz etmek veya satmaktan ibaret olması karşısında, suça konu eşyadan alınan numuneler getirtilerek ilgili işaretlerin bulunup bulunmadığının hakim tarafından tespit edilebileceği gözetilmeden yerine, gerekmediği gibi esasen sigaraların kaçak olduğuna ilişkin sanığın KEMT varakasındaki değerlere ilişkin itirazı da bulunmadığı gözetilmeksizin keşif icra edilip bilirkişi raporu alınarak yapılan yargılama giderlerine kendisi sebep olmadığı halde bu yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
4- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.