Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/409 E. 2019/7877 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/409
KARAR NO : 2019/7877
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1163 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
1163 sayılı Kanun’un 45. maddesinde “Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur. Genel kurul, ana sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. …” hükmünün bulunduğu, aynı Kanun’un Ek 2/2. maddesinde ise genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyelerinin cezalandırılacağının düzenlendiği ve 1163 sayılı Kanun’un 81. maddesine göre 3 yıl üst üste genel kurulun toplanmaması nedeniyle kooperatifin dağılmış sayılacağı tarihe kadar genel kurulun toplantıya çağrılmasının gerektiği cihetle, sanıkların 27/06/2004 yılında yapılan 2003 yılı hesap dönemine ilişkin en son olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi seçildikleri, kooperatifin bundan sonra olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, yukarıdaki açıklamalar ışığında, 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantıları yapılmadığından kooperatifin 01/07/2007 tarihinde münfesih sayılacağı, bu yıllar için ise sanıkların kooperatif genel kurulunu toplantıya çağırma yükümlülüğünün devam ettiği, ancak sanıkların eylemine uyan suç için öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırına göre, dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu gözönüne alındığında 2004 ve 2005 yıllarına ilişkin eylemler yönünden, zamanaşımını kesen en son işlem olan iddianamenin düzenlendiği 23/12/2014 tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu, 2006 yılına ilişkin eylem yönünden suçun unsurlarının oluştuğu ve fakat 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile TCK’nun 75. maddesinde yapılan değişiklik sonucu 1163 sayılı Kanun’un Ek 2/2. maddesinde öngörülen suçun önödeme kapsamına alındığı, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/2. maddesinde “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır…” şeklinde düzenleme bulunduğu, sanıkların da savunmalarında kooperatif ortaklarına tapuların devredildiği ve kooperatifin amacına ulaşmış olduğunu savundukları anlaşılmakla, kooperatif ana sözleşmesi getirtilip, konutların ortaklar adına tescil edilip edilmediğinin, edildiyse ne zaman edildiğinin, tespit edilip, 1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatifin dağılmış sayılıp sayılmayacağının araştırılmadığı, bu itibarla da sanıklar yönünden suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmediği anlaşılmakla, öncelikle bu yönden araştırma yapılıp, suçun unsurlarının oluştuğu kanısına varılması halinde, sanıklara usulüne uygun şekilde önödeme ihbarı gönderilip sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine, yazılı şekilde eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.