Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/3838 E. 2019/6474 K. 28.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3838
KARAR NO : 2019/6474
KARAR TARİHİ : 28.03.2019

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın yetkilisi olduğu Uzunoğlu Grup Dayanıklı Tüketim Malları Teknik Servis Hizmetleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait www. sincanvestelservisi.net alan adlı internet sitesinde, katılan adına tescilli Vestel markasına tecavüz edildiği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmişse de;
Katılan adına tescilli 2001 09470 numaralı Vestel markasının tescil belgesi ve emtia listesinin incelenmesinde; bu markanın ticaret markası olup 07, 09 ve 11. emtia sınıflarında tescilli olduğunun anlaşılması karşısında; tescil edilen bir markanın tescil kapsamındaki mal ve hizmetler için Türkiye sınırları içerisinde koruma sağlayacağı hususu da gözetilerek; dosyanın marka konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii edilerek, Vestel markasının teknik servis hizmetlerini de kapsar şekilde Türk Patent ve Marka Kurumunda tescili bulunup bulunmadığı yönünde rapor tanzim ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1) Dosyadaki mevcut delillere ve iddianamedeki anlatıma göre, sanığın hizmet üretmek suretiyle katılanın marka hakkına tecavüz ettiğinin iddia edildiği, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılmadan önce de, üreticiler yönünden etkin pişmanlık hükmünün uygulanma olanağı bulunmadığı, bu eylemin suç tarihi itibariyle de uzlaşmaya tabi olduğu anlaşılmakla; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde düzenlenen ve sanığın eylemine uyan suçun, CMK’nun 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaştırma prosedürünün uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin TCK’nun 50/1-a maddesi yerine 51/1-a olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın, temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 28.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.