YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/34463
KARAR NO : 2020/15128
KARAR TARİHİ : 16.11.2020
Http://www…..com/haber/haberler-26261/tugcelik%E2%80%99te-patron-siirtli-arasinda-buyuk-kavga/353.html
http://www…..com/m/haber/tugcelik%E2%80%99te-patron-siirtli-arasinda-buyuk-kavga.html
http://www…..com/uploads/images/730_1.jpg
http://www…..com/uploads/images/730_2.jpg
https://www…..com/haber/tugcelikte-patron-yakalandi/242075
https://m…..com/haber/tugcelikte-patron-yakalandi/242075
https://m…..com/amp/haber/tugcelikte-patron-yakalandi/242075
https://i…..com/2/678/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg?v=1547810403
https://i…..com/2/678/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg?v=1547810403
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg
https://www…..com/haber/tugcelikte-spk-operasyona-el-koydu/205651
https://m…..com/haber/tugcelikte-spk-operasyona-el-koydu/205651
https://m…..com/amp/haber/tugcelikte-spk-operasyona-el-koydu/205651
https://i…..com/2/678/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg?v=1545071162
https://i…..com/2/678/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg?v=1545071162
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/548820.jpg
https://www…..com/haber/sahibinden-az-kullanilmis-hisse/188436
https://m…..com/haber/sahibinden-az-kullanilmis-hisse/188436
https://m…..com/amp/haber/sahibinden-az-kullanilmis-hisse/188436
https://i…..com/2/678/400//static/photos/article/bg-normal/491523.jpg?v=1542279904
https://i…..com/2/678/400//static/photos/article/bg-normal/491523.jpg
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/491523.jpg?v=1542279904
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/491523.jpg
https://i…..com/2/679/400//static/photos/article/bg-normal/491523.jpgh linklerine ait internet adreslerinde yayınlanan haberlere erişimin engellenmesi ve yayından çıkarılması talebinin kabulü ile anılan adreslere erşimin engellenmesine dair Beykoz Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/01/2019 tarihli ve 2019/146 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın kısmen kabulü ile borsagündem.com adreslerine ilişkin erişimler yönünden anılan kararın kaldırılmasına ilişkin … Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28/02/2019 tarihli ve 2019/1737 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın 14.11.2019 gün ve 2019 – 13469 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2019 gün ve KYB. 2019/113599 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, merci tarafından talep edenin güncel hukuki bir yararının bulunmadığından bahisle itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de;
Benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 05/06/2017 tarihli ve 2016/15510 esas, 2017/5325 karar sayılı ilâmında yer alan, “Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir: “…Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır. Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir…” Yukarıda yapılan açıklamalar ve genel ilkeler bağlamında somut olay değerlendirildiğinde; başvuruya konu haberlerin ilk kez yayınlandıkları tarihte, her hangi bir eleştiri veya yorum yapılmaksızın internet üzerinde yorumsuz biçimde yayınlanmalarının, olay tarihinde kişilik haklarına karşı bir saldırı veya ihlal içermediği, bu hâliyle ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği, başvuranların beraat etmeleri sonucu, aradan geçen dokuz yıl sonra, haberin “güncellik” değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte “gerçeklik ve doğruluk” kriterlerini karşılamasının artık bir önemi kalmadığı, habere konu olan yargılama sürecinin tüm aşamalarıyla sona ermesiyle birlikte, habere konu olan kişiler için haksızlık içeren durumun, toplum tarafından öğrenilmesinin, geçmişte gerçeklik ve doğruluk payı varmış gibi ifşa edilmesi anlamına gelebileceği, dolayısıyla adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği, başvuranların beraatle sonuçlanan bir yargı sürecinde gözaltına alınması ve tutuklanması süreçlerine dair haberin basının arşivinde bulunmasının, haberin kamu yararı için gelecekte hatırlanması veya istatistiki açıdan değerlendirilmeye alınması gibi işlevi de taşımadığı, dolayısıyla haberin yayında kalmasının, toplumun ilerlemesi, gelişmesi için bir katkı sağlamayacağı gibi, kamu yararına toplum hafızasında yer etmesi gibi bir etkisi de olmadığı, haberin içeriğini oluşturan kişilerin; toplumu temsil ve topluma hizmet etme gayesiyle seçilmiş veya atanmış siyasilerden olmadığı gibi, topluma kendini anlatma ve toplumu aydınlatma gayesiyle eser veren sanatçılardan veya aydınlardan da olmaması nedeniyle, suç geçmişlerine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği, ayrıca bu bilgilerin sadece devletin belirli organlarınca kayıt altında tutulabileceğinin, başvuranların isimlerinin ad ve soyadı şeklinde açıkça yazılması suretiyle “örgüt, fuhuş ve insan ticareti” gibi kelimelerin yanında anılmaya devam etmesinin, şeref ve haysiyetlerine karşı bir eylem olduğu gibi, bu nedenle gözaltına alındıkları bilgisinin arşivlenmesinin kişisel verilerin izinsiz olarak işlenmesi ve yayınlanması anlamına geleceği, yukarıda yer alan değerlendirmeler karşısında, başvuranların istememesine rağmen, geçmişlerinde yer eden olumsuz tecrübelere dair haberlere, toplum tarafından istenen her anda kolaylıkla ulaşılmasının başvuranların kişilik haklarını zedelediği, sonuç ve kanaatine varıldığından …” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, ilgili haber içeriklerinin 2014 ve 2015 yıllarına ait olduğu ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, başvurucunun unutulma hakkının bulunduğu, haberlerin güncellik değerini kaybettiği, unutulma hakkı kapsamında erişimin engellenmesi gerektiği, bu nedenle haber içeriklerinin kişilik haklarını zedelediği anlaşılmakla, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesinin uygulanma şartları;
– İnternet ortamında yapılan bir yayın olması,
– Yapılan yayın içeriği nedeniyle, gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların “kişilik haklarının” ihlal edilmesidir.
Kanun yararına bozmaya konu somut uyuşmazlıkta;
Başvuran gerçek ve tüzel kişi hakkında, “www…..com” ve “finansgundemi.com” adlı internet sitelerinde, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2019 yıllarında olmak üzere toplamda (25) adet değişik internet haberinin yayınlandığı, yukarıda yazılı URL adreslerinde yer alan içeriğe 5651 sayılı Kanun’un 9. Maddesi çerçevesinde kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle erişimin engellenmesi talebiyle başvurulduğu, görülmektedir.
Başvuru üzerine, karar veren Beykoz Sulh Ceza Hakimliğince, adı geçen tüm haberlerde başvuranların kişilik haklarının birlikte ihlal edildiği gerekçesiyle, iki farklı internet haber sitesinde yayınlanan toplam (25) adet URL adresinin tamamının içeriğine erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
Karardan haberdar olan “www…..com” internet sitesi sahibi ve yöneticilerinin, erişime engellenen ve kendilerine ait (21) adet URL sitesinde yer alan haber içeriklerine dair verilen karara karşı itirazları üzerine, … Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliğince; sadece itiraz eden yöneticilerin sitesine ait (21) adet URL adresinde yer alan haber içeriklerine erişimin engellenmesine dair başvuranların, haberlere yönelik erişimin engellenmesi taleplerinin ivedi, telafisi imkansız ve güncel bir duruma yönelik olmadığı gerekçesiyle hukuki yararları bulunmadığından itirazın kabulüne ve başvuran haber sitesine ait toplam (21) adet URL adresinde yer alan içeriklere erişimin engellenmesine dair kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; kanun yararına bozma talebinde adı geçen Beykoz Sulh Ceza Hakimliğinin 24/01/2019 tarihli ve 2019/146 değişik iş kararına karşı yapılan itiraz üzerine, merci … Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliğince verilen kararın tarih ve sayısı; kanun yararına bozma talepnamesinde yazılı olduğu gibi 28/02/2019 tarihli ve 2019/1737 D.İş. değil, 07.02.2019 tarihli 2019/1024 D.İş. sayılı karardır. Dairemizce yapılan araştırmada, 2019/1737 D.İş. Sayılı D.İş dosyasında verilen kararın kanun yararına bozma konusu ile ilgisi olmayan bir karar olduğu anlaşılmıştır. Bu husus bir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Başvuranlar vekilinin, internet üzerinden yapılan haberler dolayısıyla şirketin hisse senetleri ve borsa işlem geçmişi hakkında asılsız iddialarla manipülasyon yapılmaya çalışıldığı ve şirketin bu haberler nedeniyle bankalardaki kredi imkanlarının baltalandığı yönündeki iddiaları, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107/2. maddesinde düzenlenen piyasa dolandırıcılığı suçu çerçevesinde ve 115. maddesinde yazılı başvuru usulü kapsamında başlatılacak bir soruşturmanın konusu olmakla bu halde değerlendirilebilecek olgulardır. Bu nedenle, olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma dosyası kapsamında yapılması gerekli inceleme; başvuranın dilekçesinde ileri sürdüğü internet yayınlarındaki haberlerin başvuran gerçek ve tüzel kişinin kişilik haklarının ihlal edilip edilmediği bağlamında değerlendirilmesidir.
Yukarıda yazılı somut uyuşmazlık, mevzuat ve açıklamalar ışığında kanun yararına bozmaya konu somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde;
Başvuran gerçek ve tüzel kişinin, şirketin hisse senetleri hakkında yapılan haberlerle başvuran gerçek kişinin şeref ve haysiyetinin hedef alındığı ve tüzel kişi şirketin ticari itibarıyla sahip olduğu kişilik haklarının ihlal edildiği iddiaları yönünden, başvuruya konu internet yayın (haber) içeriklerine erişimin engellenmesi talebinin;
I-) 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında hazırlanan haber içerikleri bakımından; kişisel verilerin korunması kapsamında olduğu kabul edilen “unutulma hakkı” bağlamında haklı olup olmadığı,
II-) 2019 yılına ait ve güncelliğini koruyan haber bakımından ise; haberin başvuranların kişilik haklarını ihlal edip etmediği ile “basın özgürlüğü” kapsamında kalıp kalmadığı,
Yönlerinden iki ayrı başlıkta ele alınarak incelenmesi gerekmektedir.
I-) 2014- 2017 YILLARI ARASINDAKİ YAYINLAR VE UNUTULMA HAKKI
Başvuruda bahsi geçen 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarındaki haber içeriklerinde; Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, başvuran tüzel kişi anonim şirketin borsada işlem gören hisseleri ile başvuran şirket yöneticisi gerçek kişi ve ailesi hakkında, bazı usulsüzlük ve yolsuzlukların yapıldığı gerekçesiyle işlem yasağı gibi bazı tedbir kararlarının alındığı yönündeki bilgiler, SPK’nin basın bültenlerine atıfta bulunularak haber konusu yapılmıştır. Yukarıda adı geçen URL adreslerindeki içeriklerin halen herkesin erişimine açık olduğu görülmektedir.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 03.03.2016 tarihli 2013/5653 başvuru sayılı dosyasında almış olduğu kararda belirtildiği üzere;
Anayasa Mahkemesi birçok kararında ifade özgürlüğünün sadece düşünce ve fikirleri yayma özgürlüğünü değil haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünü de kapsadığını vurgulamıştır (Emin Aydın, B. No: 2013/2602, 23/1/2014, § 40; Kamuran Reşit Bekir [GK], B. No: 2013/3614, 8/4/2015, § 34). Bu bağlamda haber ve fikirlerin yayılmasını ve bunlara kamunun ulaşmasını kolaylaştıran İnternet’in toplum hayatındaki önemli rolü yadsınamaz. İnternet üzerinde arşiv oluşturma, aktüalitenin ve haberlerin saklanmasına ve erişilebilirliğine büyük ölçüde hizmet etmektedir. Bu nitelikteki arşivler özellikle doğrudan halkın erişimine açık ve genelde ücretsiz olmaları nedeniyle tarih eğitimi ve araştırma faaliyetleri için kaynak sunmaktadır. Öte yandan demokratik bir toplumda basının ilk işlevi olan “gözetleyici” rolünün bir sonucu da arşivlerin halkın erişimine sunulmasıdır. (Wegrzynowski ve Smolczewski/Polonya, B. No: 33846/07, 16/7/2013, § 59; Times Newspapers Ltd/Birleşik Krallık (No. 1 ve 2), B. No: 3002/03 23676/03, 10/3/2009, §§ 27, 45). Bu nedenle İnternet’te tutulan arşivlerin, ifade ve basın özgürlükleri kapsamında olduğu açıktır. Dolayısıyla İnternet’te yayımlanan ve gazetecilik faaliyeti kapsamında kabul edilen bir haber arşivinin yayından kaldırılması basın özgürlüğüne yönelik bir müdahale teşkil eder.
İfade özgürlüğü ile onu tamamlayan ve ifade özgürlüğünün kullanılmasını sağlayan basın özgürlüğü, Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlükleri sınırlama rejimine tabidir. Anayasa’nın 28. maddesinin dördüncü fıkrasında basın özgürlüğünün sınırlanmasında 26. ve 27. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Böylece basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile ilgili genel hüküm niteliğindeki 26. madde ile sanatsal ve akademik ifadelerle ilgili 27. maddedeki sınırlama rejimine tabi tutulmuştur. Basın özgürlüğüne yönelik diğer sınırlamalar ise 28. maddenin beşinci ve izleyen fıkralarında yer almıştır. Basının, Anayasa’nın 26., 27. ve 28. maddelerinde sayılan sınırlandırmalardan biri olan “başkalarının şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının” korunması için konmuş olan sınırlandırmalara uyması gerekir (Kadir Sağdıç, § 55; İlhan Cihaner (2), § 62). Bu itibarla “başkalarının şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının” korunması bağlamında şeref ve itibarın korunması hakkının etki alanını genişletmenin ifade ve basın özgürlüklerinin ihlali sonucunu doğurabileceği hatırda tutulmalıdır.
Öte yandan başkalarının şöhret ve haklarının korunmasıyla ilgili olarak bazı sınırların aşılmaması gerekse de basının, görev ve sorumluluklarının bilincinde olarak kamu yararını ilgilendiren her konuyu iletme görevi olduğu, onun bu tür konularda bilgi ve fikir yaymadan ibaret olan görevine kamunun bu fikir ve bilgileri alma hakkının eklendiği hatırda tutulmalıdır(Kadir Sağdıç, § 51).
Bu sebeple Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında koruma altına alınan şeref ve itibarın korunmasını isteme hakkı ile başvuruya konu İnternet haber arşivinin Anayasa’nın 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğü ve bu özgürlükle bağlantılı olarak Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü arasında Anayasa Mahkemesi içtihadında ortaya konulan kriterlere uygun şekilde bir denge kurulması gerekmektedir. Ancak geçmişteki olayların arşivlenmiş olması hâlinde çatışan haklar arasındaki dengelemenin güncel olaylara ilişkin yapılan haberlerden daha farklı yorumlanması makul kabul edilmelidir. Bu bağlamda, basının yayımladığı haberlerin gerçekliğine ilişkin olarak sorumluluk bilinci ile hareket etmesi (Kadir Sağdıç, §§ 53, 54; İlhan Cihaner (2), §§ 60, 61) gerekliliği, güncel haberlere nazaran doğası itibarıyla eskiyen ve yayımlanması ivedilik ve zorunluluk arz etmeyen geçmişe ilişkin haberler bakımından daha katı görünmektedir. Ancak yapılacak dengelemede haber arşivinin de Anayasa’nın 26. ve 28. maddeleri bağlamında güvence altına alındığı gözönünde tutulmalıdır.
Dairemizin, başta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararına atıfta bulunduğu 05/06/2017 tarihli ve 2016/15510 E. 2017/5325 K. sayılı kararı ile pek çok emsal kararında belirtildiği üzere;
Yargı organlarının; internet arşivinde kişilerin şeref ve saygınlığına yönelen, kişilerin özel hayatı ve kişisel verilerinin kamu yararına katkı sağlamayacak şekilde işlendiği görülen, güncelliğini yitiren, her an toplumun erişimine açık halde bulunan ve tarihsel bir veri olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılan yayınlar hakkında; makul, haklı ve ispatlanabilir taleplerde bulunulması halinde, ifade ve basın özgürlüğünün özüne halel getirmemek şartıyla, “kişisel verilerin korunması” ve “unutulma hakkı” kapsamında “erişime engellenmesi” yönünde kararlar verebileceği değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede, bir İnternet yayınının unutulma hakkı kapsamında İnternet ortamından çıkarılabilmesi ve/veya erişimin engellenmesine karar verilmesi için;
– yayının içeriği,
– yayında kaldığı süre,
– güncelliğini yitirme,
– tarihsel bir veri olarak kabul edilememe,
– kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği)
– habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı,
– haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği,
– halkın ilgili veriye yönelik ilgisi,
Gibi hususların her somut olay açısından birlikte değerlendirmeye tabi tutularak ayrıntılı şekilde incelenmesi gerekmektedir.
Başvuran tüzel kişi ve yöneticisi konumundaki gerçek kişi hakkında, yukarıda adı geçen internet haber sitesinde, 2014 ila 2017 yılları arasındaki haber içeriklerinin unutulma hakkı kriterlerine göre incelenmesi sonucu;
– 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan amaçlar kapsamında, sermaye piyasalarının güvenilir, şeffaf ve etkin şekilde işleyişini sağlamak için faaliyet gösteren Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve genelde kamuyu özelde tüm yatırımcıları aydınlatmak amacıyla hizmet veren Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) duyurularında yer alan bilgilerin haber haline getirildiği, dolayısıyla paylaşılan bilgilerin kamu yararına katkısı olduğu,
– Erişime sunulan ve SPK’nin internet arşivinde halen yer almakta olan bilgilerin, Kurul tarafından başvuran gerçek kişi ve ailesi hakkında alınan idari tedbir kararlarına (olgusal gerçeklere) dayandığı,
– Haberin yapıldığı tarihte sermaye piyasası yatırımcılarının paylaşılan bilgilere yönelik ilgisinin bulunduğu, yatırımcıların sermaye piyasası araçlarıyla ilgili tercihlerini yaparken adı geçen şirkete yönelik olarak yakın geçmişe dönük kurumsal birikimi değerlendirmeleri amacıyla konuya dair güncel ilginin halen devam ettiği,
Bu nedenlerle, 2019 yılında yapılan başvuruyla “unutulma hakkı” çerçevesinde erişime engellenmesi talep edilen 2014 ila 2017 yılları arasındaki haber içeriklerinde yer alan ve SPK’nin internet sitesindeki basın bültenlerine dayanan haber içeriklerinin, borsa yatırımcılarının ulaşabileceği şekilde halen var olmasında ve bu hususta haber yapan basın organlarınca güncel bir şekilde dile getirilmesinde; güncel bir kamu yararı bulunduğu, borsada işlem gören başvuranlarla ilgili haber içeriklerinin unutulma hakkı kapsamında erişime engellenmesi şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
II-) 2019 YILINDAKİ HABER VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Başvuran tüzel kişi şirketin hisse senetleri hakkında en son 2019 yılında yapılan “sahibinden az kullanılmış hisse” başlıklı haberde şirketin yeniden borsada işlem görmeye başlayan hisselerinin manipülatörlerin ilgisini çektiği, bu tarz hisselerde yatırımcıların kaybetme riskinin yüksek olduğu, hatta mağdur olanların SPK’ya ve savcılıklara suç duyurusunda bulunabileceklerinden bahisle uzmanların adı geçen şirket hisselerinin alınmaması yönünde tavsiyelerde bulunduğu anlatılmaktadır.
Başvuranlar hakkında “www…..com” internet haber sitesinde yer alan “Sahibinden az kullanılmış hisse” başlıklı haberde (özetle);
Hisse değeri olarak 6 liradan satışa başlayıp 15 liraya kadar yükselen, sonra kısa sürede 2 liraya kadar düşen (3.kişi) “Arbul Tekstil” hisselerindeki manipülasyon şüphesinden, yatırımcıların bu hissede çok para kaybettiğinden ve ilgililerin SPK’ya başvurmaları gerektiğinden söz edilmiştir. Haberde ayrıca, adı geçen hisselerde manipülasyon yaptığı iddia edilen aynı grubun, bu kez başvuran (başvuran) “Tuğçelik” hisse senetlerine (manipülasyon amacıyla) yöneldiği, borsa kulislerinde her iki hisseye de “sahibinden az kullanılmış hisse” denildiği, Kütayha ilinde bu hisseleri pazarlayan üç ismin kardeş oldukları, yatırımcıların bu tarz hisselerde kazanma şansının olmadığı, hatta tüm parasını kaybetme riski olduğu, dikkatli olmaları ve hatta mağdur olanların SPK’ya ve savcılıklara başvurmaları gerektiğinden bahsedilmektedir.
Kanun yararına bozmaya konu uyuşmazlık açısından, gerek haberin konusunu oluşturan maddi vak’anın gerekse ilgililerin habere erişimin engellenmesi yönündeki başvurunun aynı yılda (2019 yılında) yapılmış olması, haberde başvuran tüzel kişi şirketin geçmişi ile ilgili değil, yeniden borsada işlem görmeye başlayan hisse senetleriyle ilgili güncelliğini koruyan bir bilginin yer alması sebepleriyle, haberin “unutulma hakkı” çerçevesinde değil, basın özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı irdelenmelidir. Haberin 6362 sayılı Kanun kapsamında suç oluşturup oluşturmadığı ise yukarıda açıkça belirtildiği üzere, dairemizin inceleme konusu ve kapsamı dışındadır.
Dairemizin emsal mahiyetindeki pek çok kararında değinildiği üzere;
Basın özgürlüğü; kaynağını ifade özgürlüğünden alan, toplumun herhangi bir konuda bilgi ve fikir sahibi olması amacıyla yürütülen haber verme (bilgilendirme) faaliyetlerinin; basın dışından gelebilecek herhangi bir müdahale veya baskıya uğramadan, sırf yapılan haber nedeniyle önceden öngörülemeyen veya haksız bir yaptırımla karşılaşma endişesi duyulmaksızın sürdürülmesidir. Demokratik toplumlarda basının özgürlüğü, tarafsızlığı ve bağımsızlığı, kamu hizmetlerinin etkili ve şeffaf biçimde sunulmasını, toplumun refahına hizmet edecek şekilde yürütülmesini sağlar.
Basının, geniş imkanları olan bir organizasyon olması, ona bireylere nazaran daha büyük bir muhatap sayısı (kitlesi) sağlamaktadır. Bu nedenle basının ifade özgürlüğünü kullanırken muhatabı üzerinde yarattığı etkinin boyutları da düşünülerek yaptığı işe bir kamu hizmeti ayrıcalığı tanınmış, bu ayrıcalıkla birlikte bahşedilen güvenilirliği, yapılan işten doğan sorumluluğun da büyük olmasını beraberinde getirmiştir.
Şüphesiz ifade ve basın özgürlüğü de diğer temel hak ve özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Uluslararası hukukun temel hak ve özgürlüklerin sınırlanabilmesi için (genel anlamda) gözetilmesini zorunlu kıldığı temel kriterler;
– Sınırlamanın kanunla yapılması (yasal bir dayanağı olması)
– Sınırlamanın meşru bir amaca hizmet etmesi (AİHS, Anayasa veya iç hukukta kabul gören sınırlama sebeplerinin varlığı),
– Sınırlamanın demokratik toplum gereklerine uygun olması,
– Sınırlamanın ölçülü olmasıdır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10/2. maddesine göre; ifade ve basın özgürlüğünün sınırlandırılmasına dair meşru amaçlar;
– Ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması,
– Kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi,
– Sağlığın ve ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması,
– Gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi,
– Yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması amaçlarıdır.
Çağdaş demokratik toplumun gerekleri tanımı ile anlatılmaya çalışılan ise; topluma sunulan, sınırlanmaması, kınanmaması, özgür bırakılması gereken ifadenin veya haberin; toplumun ilgisini çeken, güncel ve kamunun yararını güden bir tartışmayı içermesi ile halkı kin ve düşmanığa sevketmemesi, şiddete teşvik etmemesi, nefret veya ayrımcılık içermemesi, suçu ve suçluyu övmemesi, terör veya ayrılıkçı hareketleri övmemesi, meşrulaştırıp yüceltmemesi, başkalarının kişilik haklarını, onur, şeref ve saygınlığını, hakaret, sövme veya benzer yollarla zedelememesi gibi gerekliliklerdir.
Her ne kadar doktrinde bu konuda üye devletlerin aynı ölçüleri benimsemeleri gerektiği savunulmakta ise de değer yargıları ülkeden ülkeye değişmektedir. Çağdaş ülkelerin çoğunda; iftira, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik olan ifadeler düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemekte, suç sayılmak suretiyle cezalandırılmaktadırlar.
Çoğunlukçu, özgürlükçü, demokratik toplumlarda, düşünceyi açıklama özgürlüğü; sadece genel kabul gören ve zararsız veya önemsiz sayılan düşünceler yönünden değil, aynı zamanda halkın bir kısmı tarafından benimsenmeyen kural dışı, hatta rahatsız edici, endişe verici, sarsıcı düşünceler için de geçerlidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), Axel Springer AG/Almanya davası gibi pek çok emsal kararında, kişilerin şöhret, saygınlık (itibar) ve kişisel değerlerinin korunması amacıyla ifade ve basın özgürlüğünün sınırlandırılması açısından;
– Basında yer alan haber veya yazının, genel kamu yararı güden bir tartışmaya katkıda bulunup bulunmadığı,
– Söz konusu edilen kişinin toplumda ne kadar iyi tanındığı (ünlülük derecesi) ve kişi hakkında aktarılan konu (mesleği/özel hayatı),
– Kişinin daha önceki davranışlarının yapılan habere katkısı ve toplumun algısına etkisi,
– Bilgiyi elde etmek için toplumca (sıklıkla) kullanılan yöntem(ler),
– Aktarılan haberin içeriği, aktarma biçimi, doğruluğu ve toplum üzerindeki etkileri,
– Haber nedeniyle basına uygulanan yaptırım türü (orantılılığı),
Gibi hususların bir arada değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Buna göre, başvuruya konu 2019 tarihli haber ve başvuru süreci basın özgürlüğü açısından değerlendirildiğinde;
– Erişime engellenmesi istenen internet (haber) sitesinin, borsada işlem yapmak isteyen yatırımcılara hitap eden ve kolaylıkla erişilebilecek yayınlar yaptığı, dolayısıyla haberin yapılma amacının toplumu aydınlatmak ve bilgilendirmek olduğu,
– Haber içeriğinin, genel kamu yararını güden bir tartışmaya yönelik olarak, başvuran şirketin borsada işlem gören hisse senetleri üzerinde üçüncü kişilerin hukuka aykırı eylemleri hakkında yatırımcıları uyarıcı mahiyette bilgiler içerdiği ve bu nedenle mağdur olanlara başvurabilecekleri hukuki yolları hatırlattığı,
– Habere konu olan başvuran şirketin, daha önce aynı piyasada yatırımcıları mağdur edici davranışlarının SPK tarafından hazırlanan bültenlere konu olması dolayısıyla haberin toplum algısına olumlu bir etkisinin bulunduğu, ilk bakışta kötüniyetli ve karalama maksadıyla yapıldığına dair bir izlenim uyandırmadığı, başvuranların kişilik haklarını ihlal edici mahiyette küçük düşürücü, aşağılayıcı ifadelere yer verilmediği değerlendirilmekle,
2019 yılında yapılan güncel haberin basın özgürlüğü sınırları içinde kaldığı ve haberin yer aldığı internet yayınına erişimin engellenmesinin, ilgililerin bilgi edinme hakkına ve basın özgürlüğüne aykırılık teşkil edeceği anlaşılmaktadır.
III-) SONUÇ
Kanun yararına bozmaya konu olan ve yukarıda iki ayrı başlık halinde gerek “unutulma hakkı” gerekse “basın özgürlüğü” çerçevesinde incelenen değişik yıllara ait internet yayın içeriklerine erişimin engellenmesine dair verilen kararın, merci tarafından ortadan kaldırılmasında hukuka aykırılık olmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesinde belirtilen bozma nedeni yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, 16.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.