Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/33961 E. 2021/2574 K. 08.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/33961
KARAR NO : 2021/2574
KARAR TARİHİ : 08.03.2021

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na muhalefet eyleminden kabahatli … hakkında anılan Kanun’un 14/2, 24/3, 21/1, 6/2, 6/3 ve 24. maddeleri uyarınca toplam 1.239,00 Türk lirası idarî para cezaları uygulanmasına ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı IX. Bölge Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünün 25/09/2018 tarihli ve 424 sayılı idarî yaptırım kararı uygulanmasına ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca kabahatli Emre adına kayıtlı olup avda kullanılan … plakalı aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine dair Tarım ve Orman Bakanlığı IX. Bölge Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünün 25/09/2018 tarihli ve 151 sayılı idarî yaptırım kararı ile kabahatli …hakkında anılan Kanun’un 14/2, 24/3, 6/2, 6/3 ve 24. maddeleri uyarınca toplam 1.546,00 Türk lirası idarî para cezaları uygulanmasına ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı IX. Bölge Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünün 25/09/2018 tarihli ve 425 sayılı idarî yaptırım kararı uygulanmasına ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca kabahatli Uğur tarafından avda kullanılan magnum Universal G.A.U. marka 6020 seri numaralı av tüfeğinin ve CATA marka projektörün mülkiyetinin kamuya geçirilmesine dair Tarım ve Orman Bakanlığı IX. Bölge Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünün 25/09/2018 tarihli ve 152 sayılı idarî yaptırım kararına yönelik başvurunun reddine ilişkin Kızılcahamam Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/376 değişik iş sayılı kararına karşı … tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii … Batı 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/05/2019 tarihli ve 2019/2162 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 17/10/2019 gün ve 94660652-105-06-8975-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/10/2019 gün ve KYB-2019/101432 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
1-Dosya kapsamına göre, 23/09/2018 tarihli ve 060681 sayılı av kabahat/suç tutanağında özetle başvuranların orman içi yol üzerinde ve araç içinden projektörle sağı ve solu aydınlatmaları ve bir el silah sesi duyulması şeklindeki fiilleri avcılık olarak nitelendirilmiş ise de başvuru dilekçesinde, başvuranların …’in kaybolan hayvanını aradıklarını ve havaya ateş ettiklerini beyan etmeleri karşısında, mevcut bilgi ve belgelerin fiili avcılık olarak nitelendirmeye elverişli olmadığı da dikkate alındığında, …’in tanık olarak dinlenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, başvuran …hakkında ilgili Sulh Ceza Hakimliğince yazılı şekilde karar verilmesinde, diğer başvuran … yönünden merciince itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.
2-Kabule göre de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 09/05/2019 tarihli ve 2018/4332 esas, 2019/8203 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, kabahatli … adına tescilli … plakalı aracın içerisinden hareket halinde avlanmaları sebebiyle tanzim edilen 23/09/2018 tarihli tutanağa istinaden anılan idarî yaptırım kararı ile bahse konu aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verildiği anlaşılmış ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan ”suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki, aynı Kanun’un 54/3. maddesinde yer alan ”Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir” şeklindeki ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “mülkiyetin kamuya geçirilmesi” başlıklı 18. maddesinde yer alan “(1) Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde,
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 18. maddesi gereğince kabahatliye ait aracın mülkiyetinin kamuya geçirilebilmesi için kabahatin konusunu teşkil etmesi veya kabahatin işlenmesi suretiyle elde edilen eşya niteliğinde olması gerektiği nazara alındığında, bu şartları taşımayan bahse konu araca ilişkin olarak suçta ve cezada orantılılık ilkesine de aykırı olacak şekilde mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma isteminin (1) numaralı maddesi yönünden;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Mahkemece kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenler yönünden dosya kapsamında tüm deliller tartışılıp takdir edilmek suretiyle karar verildiği ve delil takdiri yapılarak verilen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden;
Kanun yararına bozma isteminin (2) numaralı maddesi yönünden;
4915 sayılı Kanunun 6/2. maddesinde yer verilen “… kullanım yeri, şekli ve özellikleri Merkez Av Komisyonunca belirlenecekler dışında kara, hava araçları ve yüzer araçlarla, … avlanılamaz.” şeklindeki yasaklama ile aynı Kanun’un 20/2. maddesindeki “Genel kolluk ile, av yasaklarının takibi ile görevli olan av koruma memurları ve saha bekçileri, bu Kanunda belirtilen yasaklara aykırı hareket edenleri avlanmadan men etmeye, haklarında tutanak düzenlemeye; yasaklanan fiillerin konusunu oluşturan veya bu fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen canlı veya cansız hayvanlar ve bunların türevleri ile avlanmada kullanması veya avlaklarda, pazaryeri ve ticarethanelerde bulundurulması yasak olan eşya ve vasıtalara elkoymaya ve bu amaçla yakalamaya görevli ve yetkilidir. …” şeklindeki ve yine aynı Kanun’un 28/2. maddesinde yer alan “Bu Kanunun 20 nci maddesi kapsamında elkonulan av hayvanları ve türevleri ile sair eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine mahallî mülkî amir tarafından karar verilir.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, anılan Kanun’un 6/2. maddesindeki yasaklama kapsamına giren vasıtaların, avda kullanılması halinde, aynı Kanun’un 28/2. maddesi uyarınca mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebileceğinin açıkça düzenlendiği,
Öte yandan Anayasa Mahkemesinin “… ve … Başvurusu” ile ilgili 28/09/2016 tarih ve 2014/5167 Başvuru sayılı kararında da işaret edildiği üzere, kabahatle korunan menfaatin ekonomik nitelikte ve parasal değerlendirme ile ölçülebilecek nitelikte olmadığı, bu itibarla da hakkaniyet ölçütüyle değerlendirme yapılacak olduğunda, ortada, mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilen aracın değeri ile kıyaslamaya yarar maddi bir değer bulunmadığı, 4915 sayılı Kanunun yukarıda alıntılanan düzenlemelerinden de açıkça görüldüğü üzere, kabahat düzenlemesi ile korunması amaçlanan kamu menfaatinin, ülkenin av ve yaban hayatı kaynakları olduğu, atfedilen öneme binaen de kabahatin işlenmesinde kullanılan kara, deniz ve hava vasıtalarının mülkiyetinin kamuya geçirilmesinin öngörüldüğü, bu itibarla da kabahatin işlenmesinde kullanılan ve 4915 sayılı Kanunun 6/2. Maddesi ile kullanımı yasaklanan aracın, aynı Kanun’un 20. ve 28. maddeleri uyarınca mülkiyetinin kamuya geçirilmesinin hakkaniyete aykırı olduğundan bahsedilemeyeceği cihetle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 08/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.