Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/32702 E. 2020/18573 K. 09.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/32702
KARAR NO : 2020/18573
KARAR TARİHİ : 09.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, uygulamada durdurulan yolcu minibüsünde asker olan sanığa ait valizde dava konusu sigaranın ele geçmesi, sanığın tüm aşamalardaki savunmasında suça konu sigaraları akrabalarına hediye etmek için aldığını beyan etmesi ve ele geçen sigaranın miktar itibariyle kişisel kullanım kapsamında kalması karşısında, sanığın suça konu sigaraları ticari maksatla bulundurduğuna ilişkin mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre;
1) Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’nun 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’nun 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’nun 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması,
2) Sanıkta 24 karton ambalajında bandrol bulunmayan sigara ele geçirilen olayda; 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesi uyarınca, alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayanan kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınması gerekmekte olup, dosya kapsamında göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiili sebebiyle temel cezanın belirlenmesinde teşdit uygulanmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı halde adli para cezasının tayininde alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
3) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4)Mahkemece usulüne uygun katılma kararı verilmediği halde, Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.