Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/32167 E. 2021/2976 K. 15.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/32167
KARAR NO : 2021/2976
KARAR TARİHİ : 15.03.2021

3213 sayılı Maden Kanunu’na aykırılık eyleminden dolayı kabahatli … hakkında Develi Kaymakamlığı’nın 12/01/2017 tarihli ve 2 sayılı karar tutanağı ile uygulanan 144.212,80 Türk lirası idarî para cezasına yönelik başvurunun kabulü dair Develi Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/03/2017 tarihli ve 2017/72 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Kayseri 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/05/2017 tarihli ve 2017/2306 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 05/09/2019 gün ve 94660652-105-38-9727-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2019 gün ve KYB-2019/87907 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, mahkemesince kabahatlinin maden ocağının içindeki madenlerin tamamını aldığının kesin olmadığı, bu nedenle maden ocağının alanının hesaplanarak idarî para cezası uygulanamayacağından bahisle başvurunun kabulüne karar verilmiş ise;
1- 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Başvurunun incelenmesi” başlıklı 28. maddesinde yer alan, “ ..(5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır. (6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur. (7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idari yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idari yaptırım kararı verilen tarafın kanuni temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar.” şeklindeki ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Bilirkişinin Atanması” başlıklı 63/1. maddesinde yer alan, “Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemelere nazaran, kabahatlinin Develi ilçesi Bozburun mevkiinde L34-B-19-A pafta 170 ada 19-20 nolu taşınmaz parselleri içerisinden izinsiz ve ruhsatsız pomza (bims) malzemesi aldığının iddia edildiği somut olayda, dosya kapsamındaki 25/12/2016 tarihli ve 2016/200 sayılı olay yeri inceleme raporu ve ekindeki olay yeri fotoğrafları birlikte değerlendirilerek, kabahatlinin söz konusu alandaki malzemenin tamamını alıp almadığı hususunda etraflıca araştırma yapılması, ayrıca mahkemece çözümü uzmanlığı, özel ve teknik bilgiyi gerektiren idarî yaptırım konusunda mahallinde keşif de icra edilmek suretiyle alanında uzman kişilerden bilirkişi raporu aldırılması, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, bu nedenle de itirazın kabulüne karar verilmesi gözetilmeksizin karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2- Olay tarihinde … plakalı kamyona yüklü olduğu hâlde ele geçirilen ve 25/12/2016 tarihli teslim tesellüm belgesi ile kabahatliye teslim edilen, kabahatli tarafından Develi ilçesi Bozburun mevkiinde L34-B-19-A pafta 170 ada 19-20 nolu taşınmaz parselleri içerisinden izinsiz ve ruhsatsız olarak alındığı tespit edilen 32 ton pomza (bims) malzemesinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, ele geçen malzeme miktarı gözetilmek suretiyle hesaplanacak idarî para cezası miktarının düşülerek kalan miktar bakımından söz konusu idarî para cezasının kısmen iptaline karar verilmesi gerektiği cihetle, belirtilen nedenle itirazın kabulüne karar verilmemesinde,
İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Kanun yararına bozma isteminin (1) nolu maddesi yönünden yapılan değerlendirmede;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Mahkemece kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenler yönünden dosya kapsamında tüm deliller tartışılıp takdir edilmek suretiyle karar verildiği ve delil takdiri yapılarak verilen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
II) Kanun yararına bozma isteminin (2) nolu maddesi yönünden yapılan değerlendirmede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesinin içeriği yerinde görüldüğünden, Kayseri 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/05/2017 tarihli ve 2017/2306 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-c maddesi uyarınca, aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılamayı gerektirmemek üzere BOZULMASINA, 15/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.