YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/31148
KARAR NO : 2021/3617
KARAR TARİHİ : 25.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kararın gerekçesinde suça konu markaya ait tescil belgelerinin gönderildiği yazılmış ise de; dosyada mevcut Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi Başkanlığının 23/03/2015 tarihli cevabi yazısı ile; “Mahkemece hangi markalara ilişkin bilgi ve belgelerin istendiği anlaşılamadığından, marka tescil veya başvuru numaralarının bildirilmesi halinde istemin yerine getirileceği” belirtilmesine rağmen Türk Patent ve Marka Kurumundan suça konu ürünler üzerinde kullanılan markanın Resmi Marka Gazetesinde yayınlanma tarihi ile suç tarihinde geçerli bulunup bulunmadığının tespiti açısından marka tescil belgesinin emtia listesi ile birlikte onaylı ve renkli örnekleri getirtilmeden eksik kovuşturma ile karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
2-Hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 51/3. maddesi gereğince belirlenecek denetim süresinin, mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
3- 5237 sayılı TCK’nin 51/7. maddesi uyarınca, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğine ilişkin ihtarın yapılması gerektiği gözetilmeden, “aynı yasanın 7. maddesindeki ihtarın yapılmasına” karar verilmesi,
4) 5237 sayılı TCK’nin 51/8. maddesi uyarınca denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağı ihtarının yapılmaması,
5) Adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nin 52/2. maddesi yerine TCK’nin 50. ve 52. maddeleri yazılması suretiyle CMK’nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
6) Kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
7) Hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama gideri miktar olarak belirtilmediği ve kısa karar altında masraf dökümü gösterilmediği halde, gerekçeli kararda 268,00-TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline hükmedilerek kararda çelişki oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.