Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/29883 E. 2019/10329 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/29883
KARAR NO : 2019/10329
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sermaye Piyasası Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
I) Sanıklar … ve … hakkındaki beraat hükümlerine yönelik temyiz istemine ilişkin olarak;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eylemlere ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
II) Sanıklar …, ve … hakkındaki beraat hükümlerine yönelik temyiz istemine ilişkin olarak;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Her ne kadar sanıklar hakkında, üzerlerine atılı, İMKB’de işlem gören Vakıf Finansal Kiralama A.Ş. (VAKFN) hisse senedi üzerinde, 05/07/2007-06/12/2007 tarihleri arasında, çeşitli işlemlerle yapay fiyat ve piyasa oluşumuna neden olmak suretiyle 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/1-A-2 maddesine aykırılık suçundan, mahkumiyetlerine yeter delil bulunmadığı gerekçesiyle, beraat karar verilmiş ise de;
Dosyanın tetkikinde, …’nun inceleme dönemi olarak belirlediği 05/07/2007-06/12/2007 tarihleri arasında, Vakıf Finansal Kiralama A.Ş. hisse senedi üzerinde, sanıklardan oluşan ve hisse senedinin piyasasına hakim olan yatırımcı grubu tarafından, şüpheli işlemlerle anılan hisse senedi piyayasında “manipülasyon” yapıldığının tespit edilmesi üzerine suç duyurusunda bulunulduğu,
Katılan … tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda, sanıkların, gerek doğrudan kendi hesapları, gerekse kullandıkları ya da yönlendirdikleri başkalarına ait hesaplar üzerinden yaptıkları çeşitli işlemlerle, hisse senedinin piyasasına kanuna aykırı olarak müdahale ettikleri, sanıkların bu şekilde, incelemeye konu dönemde, anılan hisse senedi üzerinde tüm işlemlerin, alışta %46,85, satışta ise %42,56’sını gerçekleştirdikleri, bazı günlerde bu oranların çok daha yükseldiği, yapılan bu işlemlerden, alışta %46,92, satışta ise %51,71’inin kendi aralarındaki karşılıklı işlemler olduğu, aynı şekilde bazı tarihlerde hisse senedine ilişkin piyasadaki işlemlerin neredeyse tamamının sanıkların kendi aralarındaki işlemler olduğu, keza hisse senedine yönelik fiyat yükseltici işlemlerin %43,80’inin sanıklar tarafından gerçekleştirildiği, ayrıca sanıklar tarafından 646 kez 1 dakikadan kısa süre içerisinde birbirini karşılayan emirler girildiğinin görüldüğü hususlarına yer verildiği,
Yargılama sırasında iki farklı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlarda, yapılan işlemlerin anılan hisse senedi piyasasını etkilediği, sanıklar tarafından yönlendirilen hesaplardan yapılan alım ve satım işlemlerinin, ayrı ayrı düşünüldüğünde etkili olabilecek ve piyasada hakimiyet oluşturabilecek miktar ve yoğunlukta olmadığı, ancak iştirak iradesi var kabul edilirse, hep birlikte yapılan işlemlerin piyasa hakimiyeti oluşturabilecek ve piyasayı yönlendirebilecek düzeyde olduğu görüşlerinin bildirilmekle birlikte bu olgunun Mahkemece belirlenebilecek olduğu nazara alındığında;
Sanıkların da aralarında bulunduğu kişiler hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma” suçlarından da soruşturma yürütüldüğü, bu soruşturma kapsamında gerçekleştirilen iletişim tespiti, kayıt altına alınması ve fiziksel takip çalışmaları kapsamında, suç tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, sanıklar arasında yakın irtibat bulunduğunun tespit edildiği,
Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, sanıkların tümünün sanık … ile irtibatının ve büyük kısmının kendi aralarında da irtibatlarının bulunması, hisse senedi ile ilgili tesadüfle açıklanamayacak şekilde uyumlu işlemler yapmaları, 5237 sayılı TCK’nun 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma suçunun oluşması için aranan unsurlar ile sanıklara isnat olunan fiil için aranan iştirak ve birlikte hareket etme iradesinin farklılık arzettiği, örgüt derecesine ulaşan bir birlikteliğin varlığının somut uyuşmazlıktaki suçun oluşması için gerekli olmadığı ve bu nedenle suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma suçundan açılan kamu davası sonucunda İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/1008 Esas, 2014/539 Karar sayılı ve 18/12/2014 tarihli kararıyla beraat kararı verilmesinin 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na aykırılıktan yapılan bu yargılamayı etkilemeyeceği ve beraat kararına ilişkin hükmün gerekçesi olamayacağı nazara alındığında, sanıkların aynı fiili gerçekleştirmek amacıyla birlikte hareket ettikleri ve iştirak iradelerinin bulunduğunun sübuta ermesi karşısında, sanıkların üzerlerine atılı suçun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden, mahkumiyetleri yerine, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “06/12/2007” olarak gösterilmesi gerekirken, “05/07/2007-06/12/2007” olarak gösterilmiş olması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN, tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.