Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/2988 E. 2020/19693 K. 15.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2988
KARAR NO : 2020/19693
KARAR TARİHİ : 15.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Vasıtasının İadesi

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Malen sorumlunun temyiz talebinin incelenmesinde;
Duruşmada dinlendiği halde usulüne uygun şekilde katılma talebinde bulunmadığı için katılan sıfatını almayan malen sorumlunun hükmü temyize hakkı bulunmadığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yerel Mahkemece mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 13. ve TCK’nin 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, 2 nolu bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi hâlinde, yasa yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması hâlinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS Ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasanın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay’ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
II-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
III-Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 6455 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesi ile 6545 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. Maddesi delaletiyle aynı kanunun 3/5, 3/10 ve 3/22 maddeleri arasında lehe aleyhe kanun değerlendirmesinde; suça konu gümrük kaçağı sigaraların gümrüklenmiş değerinin fahiş olması halinde 6455 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesinin lehe sonuç doğurduğu ve buna göre hüküm kurulması gerektiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 5.maddesi uyarınca, kovuşturma aşamasında “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/1, 5, 13/1 maddeleri uyarınca katılan lehine; tarifenin ikinci kısım ikinci bölümüne göre avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, hukuki dayanağı bulunmadığı halde duruşmaya katılmadığı gerekçesi ile dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.