YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/29744
KARAR NO : 2021/3616
KARAR TARİHİ : 25.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığa ait işyerinde yapılan aramada, üzerlerinde Beşiktaş marka ve logoları bulunan üç adet eşofman altı ile bir adet montun ele geçirilmesi üzerine, sanığın katılan firma adına tescilli markalara tecavüz ettiği iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde mahkumiyetine karar verilmişse de;
Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin cezai hükümleri düzenleyen 61/A-1. maddesinde başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında ise marka hakkına tecavüz suçundan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması gerektiği hususları düzenlenmiş olup, suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği marka tanınmış olsa dahi 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca cezai korumasının tescille sınırlı olması gerekir.
Hükme esas alınan 29/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda katılan adına tescilli markalara tecavüz edildiği belirtilmiş ise de; bu markalara ait marka tescil belgelerinin Türk Patent ve Marka Kurumundan Resmi Marka Gazetesinde yayınlanma tarihleri ile suç tarihinde geçerli bulunup bulunmadıklarının tespiti açısından emtia listesi ile birlikte onaylı ve renkli örnekleri getirtilmeden hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında;
Katılan firma vekilinden varsa suç tarihinde geçerli olan ve eşofman altı ile mont emtialarını kapsar şekilde tescilli olan markalarının bulunup bulunmadığı sorulup, Türk Patent ve Marka Kurumundan bu markalara ait tescil belgelerinin onaylı örnekleri getirtildikten sonra yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak; sanığa ait işyerinde ele geçirilen eşyalar üzerinde kullanılan markaların, katılan firma adına tescilli olan markalarla iktibas veya iltibas oluşturacak şekilde taklit olarak kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise katılanın hangi marka veya markalarına tecavüz edildiği, bu markaların suç tarihi itibariyle geçerli olup olmadığı ve marka tescil korumasının emtia gurubunu kapsayıp kapsamadığı belirlenerek, suça konu eşyalarda kullanıldığı iddia olunan marka ve logolar ile orjinal ürünlerde yer alan marka ve logoların karşılaştırılabilmesi için örnekleri veya resimlerinin de temyiz denetimine olanak verecek şekilde dosyaya eklenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
2- Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi Başkanlığının 28/05/2015 tarihli cevabi yazısında; Beşiktaş Sportif Ürünler San. ve Tic. A.Ş. adına tescilli herhangi bir markaya rastlanmadığı belirtilmesine rağmen, suça konu edilen markaların sahibi olmayıp davaya katılma hakkı bulunmayan Beşiktaş Sportif Ürünler San. ve Tic. A.Ş’nin de gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.