Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/29067 E. 2019/10673 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/29067
KARAR NO : 2019/10673
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık ve Resmi Belgede Sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
A- … müdafii, …, … müdafii, … ve …’in temyiz istemlerinin incelenmesinde;
…, …, …, … ve … hakkında askeri savcılık tarafından yürütülen soruşturma neticesinde sivil şahıs olmaları nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosyalarının İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, haklarında hüküm kurulmamış olmalarına rağmen temyize konu dosyanın gerekçeli kararında sanık sıfatı isimlerinin bulunduğu ve gerekçeli kararın tebliğ edildiği anlaşılmakla, hükümleri temyiz etme hakkı bulunmayan … müdafii, …, … müdafii, … ve …’in temyiz istemlerinin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE
B- Sanık … hakkında “askerlikten kurtulmak için hile yapmak”suçundan, sanık … hakkında …, sanık … hakkında …, sanık … ve sanık … hakkında …, , ve …’nun “askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçlarına iştirak” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanıklar …, …, …’nin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA
C- Sanıklar … ve … hakkında düzenledikleri raporlar nedeniyle “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükümlere karşı temyiz istemlerinin incelenmesinde
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanıkların, …’ta olmadığını bildikleri rahatsızlıklar nedeniyle gerçeğe aykırı olarak askerliğe elverişli olmadıklarına ilişkin raporlar düzenlediklerinin anlaşılması karşısında, sanıkların eyleminin ASCK’nin 81’nci maddesinde düzenlenen askerlikten kurtulmak için hile yapmaya iştirak suçunu oluşturacağı, hakkında gerçeğe aykırı rapor düzenlenen kişilerin suç tarihinde sanık tabipler tarafından bilinmeyen başka bir rahatsızlık nedeniyle askerliğe elverişli olmamalarının suç vasfını değiştirmeyeceği gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanıkların müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmaması nedeniyle, 1412 sayılı CMUK’nin 326/son maddesine göre sanıkların kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
D- Sanıklar …, …, …, … hakkında “askerlikten kurtulmak için hile yapmak”, sanık … ve … hakkında …, ’ün “askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak”, …’in askerliğe elverişli olmadıklarına ilişkin hakikate aykırı rapor düzenlemek suretiyle işledikleri “resmi belgede sahtecilik”, sanık … hakkında …’ın, sanık … hakkında …’ın “askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak” suçundan kurulan hükümlerin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında mahkemece verilen hükümler hakkında yapılan incelemede,
Suç tarihleri itibariyle sanıkların lehine olan 765 sayılı TCK’nin 102/3. ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin suç tarihinden inceleme tarihine kadar gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, …, … müdafileri ile sanık … müdafiinin, temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nin 322. maddesinin verdiği yetkiyle, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVALARININ DÜŞMESİNE, 08/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.