Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/28348 E. 2019/10624 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/28348
KARAR NO : 2019/10624
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5651 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Gerek suça konu erişimin engellenmesi kararı verildiği ve kesinleştiği tarihte, gerekse hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5651 sayılı Kanun’un, 19.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’la değişik “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesi;
“(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.
(2) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır.
(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.
(4) Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir.
(5) Hâkimin bu madde kapsamında verdiği erişimin engellenmesi kararları doğrudan Birliğe gönderilir.
(6) Hâkim bu madde kapsamında yapılan başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
(7) Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.
(8) Birlik tarafından erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğe erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir.
(9) Bu madde kapsamında hâkimin verdiği erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının (…)(1) başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır.
(10) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” hükümlerini amirdir.
06.02.2014 tarihli 6518 sayılı kanun ile değişik 5651 sayılı Kanun’un “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesiyle birlikte “mahkeme kararının, kararda yazılı şartlarda ve öngörülen şekilde, yasada belirtilen süre içinde uygulanmaması” olarak tanımlanan suçun maddi unsuru olan fiil ve fail unsurları, aynı anda değişmiştir.
Öte yandan, değişen kanun maddesine göre, içerik sağlayıcısının yaptığı internet yayını nedeniyle cezai anlamda bir sorumluluğu kalmadığı gibi, yer sağlayıcısının sorumluluğu ise sadece “bildirim yükümlülüğü” ve gerektiğinde “kendisine tebligat yapılması halinde yasada öngörülen ve Kurum tarafından kendisinden istenen yükümlülükleri” yerine getirmediği takdirde verilecek idari para cezası ile sınırlandırılmıştır.
Temyize konu dosyada, 6518 sayılı yasaya göre; erişimin engellenmesine dair bir mahkeme kararının gereğini yerine getirmekle yükümlü kılınmayan ve “sorumlu kişi” tanımında bulunmayan “içerik sağlayıcısı” sanığın eyleminden artık sorumlu tutulamayacağı, dolayısıyla suçun faili olamayacağı sabit olup, bu nedenlerle sanığın 5271 sayılı CMK’nin 223/2-a maddesi gereği beraatine karar verilmesi gerekirken, sanığın hakim kararını yerine getirmekle yükümlü olduğunun hatalı şekilde yorumu ve kabulüyle, sanığın mahkeme kararını Kanun’da yazılı süre içinde yerine getirmediğinin sabit olması gerekçesiyle, 5651 sayılı Kanun’un değişiklik sonrasındaki 9/10. maddesine göre mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.