Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/28163 E. 2021/627 K. 27.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/28163
KARAR NO : 2021/627
KARAR TARİHİ : 27.01.2021

Sözleşmeli avukat bulundurmama eyleminden dolayı Meç Petrol Tarım ve Gıda Ürünleri İnşaat Taahhüt Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/3. maddesi uyarınca 158.739,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 06/12/2017 tarihli ve 2017/573 kabahat, 2017/272 sayılı idarî yaptırım kararına karşı yapılan başvurunun kısmen kabulü ile 2015 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için 12.353,5 Türk lirası, 2016 yılı için 39.528,00 Türk lirası ve 2017 yılı için 39.105,00 Türk lirası kısmının kaldırılmasına, idarî yaptırım kararının 2013 yılı için 24.000,00 Türk lirası, 2014 yılı için 26,460 Türk lirası ve 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları için 17.293,5 Türk lirası toplamları olan 67.753,5 Türk lirası yönünden reddine ilişkin Antalya 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/08/2018 tarihli ve 2018/26 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/4222 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 01/04/2019 gün ve 1103 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/04/2019 gün ve KYB-2019-36879 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 73/C maddesinde yer alan “1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı davranan tüzel kişiler, merkezlerinin bulunduğu yer barosu tarafından takip edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulur. Baro başkanlığı bu konudaki çalışmaların sonuçlarını sözleşmeye taraf olan avukatları da içeren bir rapor ile her yıl sonunda Türkiye Barolar Birliğine bildirir.” ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Yalnız avukatların yapabileceği işler” başlıklı 35/3. maddesinde yer alan “Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.” şeklindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, kabahatli şirket hakkında Antalya Barosunca yapılan ihbarın 16/06/2016 tarihinde yapılıp 2013, 2014 ve 2015 yıllarına yönelik herhangi bir ihbarın bulunmaması dikkate alındığında, kabahatli hakkında 2016 yılı ve sonraki döneme ilişkin değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gibi, 2016 ve 2017 yıllarına yönelik olarak adı geçen şirket adına kesildiği ve 2016 yılı Haziran ayı ve 2017 yılı Haziran ayı arasındaki dönemi kapsadığı belirtilerek dosyaya ibraz edilen serbest meslek makbuzlarının asılları veya onaylı suretleri ile belirtilen tarihlerdeki şirketin muhasebe kayıtlarının temin edilerek, şirket kayıtlarında adı geçen avukatlara bahse konu serbest meslek makbuzlarında belirtilen şekilde ödeme yapılıp yapılmadığının tespitine yönelik bilirkişi raporu aldırılmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği cihetle, merciince başvurunun 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılları arasındaki döneme ilişkin tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/4222 değişik iş sayılı kararı ile, başvurunun kısmen kabul kısmen reddine dair Antalya 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/08/2018 tarihli ve 2018/26 değişik iş sayılı kararında belirtilen gerekçeye göre kararın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle itirazın reddine karar verilmiş ise de, başvuruyu inceleyen Antalya 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/08/2018 tarihli ve 2018/26 değişik iş sayılı kararının gerekçesinde kabahatin işlendiği tarihten karar tarihine kadar soruşturma zamanaşımı süresinin geçtiği belirtilmesine karşın, hüküm kısmında; 2015 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için 12.353,5 Türk lirası, 2016 yılı için 39.528,00 Türk lirası ve 2017 yılı için 39.105,00 Türk lirası kısmının kaldırılmasına, idarî yaptırım kararının 2013 yılı için 24.000,00 Türk lirası, 2014 yılı için 26,460 Türk lirası ve 2015 Ocak, Şubat, Mart, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları için 17.293,5 Türk lirası toplamları olan 67.753,5 Türk lirası yönünden reddine karar verilmesi sureti ile kabul ve reddedilen miktarlar karıştırılmak sureti ile hüküm ve gerekçe arasında çelişki meydana getirildiği,
2-Muteriz vekili tarafından, şirketin 2011 yılından bu yana faaliyetinin bulunmadığı ve aktifinde yer alan akaryakıt istasyonunun 06.04.2011 yılında satılmış olduğunun beyan edildiğinin anlaşılması karşısında, muteriz şirketin kabahat tarihleri itibarı ile esas sermaye miktarının ne kadar olduğu hususu tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiği,
Hususlarında da kanun yararına bozma yoluna gelinip gelinmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.