Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/28141 E. 2021/3355 K. 22.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/28141
KARAR NO : 2021/3355
KARAR TARİHİ : 22.03.2021

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık …’ın, anılan Kanun’un 63 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair … 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2014 tarihli ve 2013/1337 esas, 2014/1332 sayılı kararının itiraz edilmeden 19/12/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 28/02/2015 tarihinde 5809 sayılı Kanun’a muhalefet suçu işlediğinden bahisle, dosyanın yeniden ele alınarak, yapılan yargılama neticesinde, hükmün açıklanmasına, anılan Kanun’un 63 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli ve 2017/885 esas, 2017/1366 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 29/03/2019 gün ve 94660652-105-06-2788-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/04/2019 gün ve KYB-2019/36395 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Somut olayda, müştekinin bilgisi dışında düzenlenen sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesinde sanığın yetkilisi olduğu öz şeker iletişime ait kaşelerin bulunduğundan bahisle sanığın mahkûmiyetine karar verilmişse de,
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03/03/2016 tarihli ve 2014/21037 esas, 2016/1833 karar sayılı ilâmında yer alan, “… Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak hat çıkartan kişinin Ahmet Tatlılıoğlu olup olmadığı konusunda gerekli araştırma yapmayarak abonelik sözleşmesi yaptığından bahisle özel belgede sahtecilik suçuna iştirak ettiği gerekçesi ile hakkında açılan kamu davasında, aşamalardaki savunmalarında suçlamayı red etmesi, Samsun Kriminal Polis Laboratuvarının 16.07.2012 tarihli raporunda sözleşme altındaki imzaların katılana ait olmadığının tespit edilmesine rağmen; sözleşme ile ekindeki nüfus cüzdan fotokopisi üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğu hususunda bir araştırma yapılmadan kararın verilmiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu sözleşme ile ekindeki belge üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması…” şeklindeki açıklamalar karşısında, söz konusu abonelik sözleşmesinin incelenmesinde her ne kadar sanığın yetkilisi olduğu Özşeker İletişim isimli bir işyerine ait kaşe ve bir imza bulunduğu anlaşılmış ise de, sanığın suça konu abonelik sözleşmesini kendisinin düzenlemediğini, imza ve yazı örneğinin kendisine ait olmadığını, söz konusu sözleşmenin alt bayi tarafından düzenlendiğini belirterek üzerine atılı suçlamayı reddetmesi karşısında, hatta ilişkin abonelik sözleşmesi aslı ile sanığın imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma istemlerinin REDDİNE, 22/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.