Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/28134 E. 2021/2975 K. 15.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/28134
KARAR NO : 2021/2975
KARAR TARİHİ : 15.03.2021

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık …’ın anılan Kanun’un 63 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziosmanpaşa 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2018 tarihli ve 2017/351 esas, 2018/360 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 01/04/2019 gün ve 94660652-105-34-2733-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/04/2019 gün ve KYB-2019/36867 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03/03/2016 tarihli ve 2014/21037 esas, 2016/1833 karar sayılı ilâmında yer alan, “…Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak hat çıkartan kişinin… olup olmadığı konusunda gerekli araştırma yapmayarak abonelik sözleşmesi yaptığından bahisle özel belgede sahtecilik suçuna iştirak ettiği gerekçesi ile hakkında açılan kamu davasında, aşamalardaki savunmalarında suçlamayı red etmesi, Samsun Kriminal Polis Laboratuvarının 16.07.2012 tarihli raporunda sözleşme altındaki imzaların katılana ait olmadığının tespit edilmesine rağmen; sözleşme ile ekindeki nüfus cüzdan fotokopisi üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğu hususunda bir araştırma yapılmadan kararın verilmiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu sözleşme ile ekindeki belge üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması…” şeklindeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre,
1) Adı geçen sanığın müştekinin bilgisi dışında nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgilerini kullanıp müşteki adına imza atarak sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesinin incelenmesinde Alkış İletişim isimli bir işyerine ait kaşe ve bir imza bulunması karşısında, şüphelinin ifadesinin alınmadan ve söz konusu alt bayi araştırılmadan, hatta ilişkin abonelik sözleşmesi aslı ile sanık ve ilgili alt bayide çalıştığı bildirilen kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine bir delil elde edilemeden, gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delil ve gerekçeye yer verilmeden, yalnızca sanığın eyleminin sabit olduğundan bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde,
2) Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 04/12/2018 tarihli ve 2015/11679 esas, 2018/13781 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, mahkemece sanığın kovuşturma aşamasında savunmasının usulüne uygun şekilde tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 195. maddesindeki istisnaî durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma isteminin (2) numaralı maddesi yönünden;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Gaziosmanpaşa 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2018 tarihli ve 2017/351 esas, 2018/360 sayılı kararının CMK’nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, bozma gerekçesine göre kanun yararına bozma isteminin (1) nolu maddesi hakkında şimdilik karar verilmesine yer olmadığına, 15/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.