Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/23876 E. 2021/3286 K. 18.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/23876
KARAR NO : 2021/3286
KARAR TARİHİ : 18.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Temyize konu dosya kapsamında sanığa ait işyerinde 20/08/2014 günü yapılan aramalarda Burberry Limited firması adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünlerin ele geçirildiği ve sanık hakkında 13/02/2015 tarihli iddianamenin düzenlendiği; UYAP ortamında yapılan araştırmada, dairemizce incelenerek 18/03/2021 tarihinde bozulmasına karar verilen Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/839 E, 2015/551 K. ve 2015/234 E, 2015/926 K. sayılı dosyalarında ise, sanığa ait aynı işyerinde 20/08/2014 günü yapılan aramalarda Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik A.Ş, Louis Vuitton Malletier ile Hermes International firmaları adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünlerin ele geçirildiği ve sanık hakkında 18/09/2014 ve 13/02/2015 tarihli iddianamelerin düzenlenip ayrı ayrı kamu davalarının açıldığının anlaşılması karşısında,
Sanığa ait işyerinde aynı gün yapılan aramalarda dört farklı firma adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünler ele geçirildiğine göre, anılan dosyalar getirtilip iş bu dava dosyası ile birleştirilerek sanık hakkında belirlenecek temel ceza üzerinden TCK’nin 43/2. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle tek bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
2- 5237 sayılı TCK’nin 3/1. maddesindeki ”Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” düzenlemesi ile aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurlarının dikkate alınması gerekmekte olup, sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında fiili, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde alt sınırdan uzaklaşarak teşdit uygulanmasını gerektirmediği halde, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde teşdiden hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4- Sanığın, dosya kapsamına yansıyan sosyal ve ekonomik durumu gözetildiğinde verilen para cezasının TCK’nin 52/4. maddesi gereğince taksitlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin aramanın yapıldığı tarih olan 20/08/2014 yerine 19/08/2014 olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.