Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/2356 E. 2021/616 K. 27.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2356
KARAR NO : 2021/616
KARAR TARİHİ : 27.01.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa’nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasa’nın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3-Sanık hakkında hükmedilen doğrudan adli para cezası miktarının yüksekliği nazara alınarak TCK’nin 52/4. maddesindeki taksitlendirme hükmünün uygulanması hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,
4-Sanığın kullandığı araçta yapılan aramada, 4000 karton gümrük kaçağı sigara ele geçirilmesi, sanığın soruşturma aşamasında, suçta kullandığı aracı çimento getirmek üzere malen sorumludan emaneten aldığını beyan etmesi, malen sorumlunun, sanığın kendisinden aracını çocuğunun hastalanması nedeniyle istediğini, bu nedenle aracını emaneten verdiğini ifade etmesi, kovuşturma aşamasında ise sanığın misafiri geleceği için sebze ve et almak üzere malen sorumludan aracını istediğini beyan etmesiyle kendi ifadeleri arasında doğan çelişkiyi kısmen gidermesi, sanığın, malen sorumlu tarafından verilen ifadeyi kabul etmemesi, suçta kullanılan nakil vasıtası üzerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda aracın koltuklarının sökülmüş olduğunun yazılı olması karşısında suçta kullanılan aracın hangi sebeple alındığına dair sanığın kendi ifadeleri çelişkili olduğu gibi sanık ile malen sorumlunun beyanlarının birbiri ile tutarlı olmadığı, aracın koltuklarının sökülmüş olduğu dolayısıyla suça tahsis edildiği, malen sorumlunun UYAP’ta kayıtlı dosyalarının incelenmesi neticesinde farklı tarihlerde gerek aynı aracının gerekse başka bir aracının kaçakçılık suçuna konu olduğunun anlaşıldığı, bu itibarla malen sorumlunun iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunun kabul edilemeyeceği, suça konu gümrük kaçağı akaryakıtın aracın taşıma kapasitesine göre ağırlıklı bölümünü oluşturduğu, aracın suç tarihinde bilinen değeri ile gümrük kaçağı akaryakıtın gümrüklenmiş değeri karşılaştırıldığında nakil aracının müsaderesinin hakkaniyete aykırı olmayacağı gözetilerek aracın müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.