Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/2327 E. 2020/10028 K. 07.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2327
KARAR NO : 2020/10028
KARAR TARİHİ : 07.07.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun’un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, dosya bilirkişiye tevdi edilip eşyanın gümrüklenmiş değerinin tespiti ile; 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2-Sanıktan ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, temel cezada TCK’nin 61 ve 3/1. maddeleri uyarınca alt sınırdan daha fazla ayrılarak teşdit uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Suçta kullanılan 38 ZP 124 plakalı aracın kayıt maliki olan … ‘ün aracı… isimli şahsa sattığını ancak resmi satış işleminin yapılmadığını beyan etmesi, davaya konu kaçak eşyanın nakil vasıtasının taşıma yüküne göre hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturması ve dava konusu eşyanın değeri ve nakil vasıtasının değeri dikkate alındığında nakil aracının müsaderesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı, bu nedenle TCK’nin 54/3. maddesi uyarınca hakkaniyete de aykırı olmadığı ve aracın suça tahsis edildiği gözetilerek, nakil aracının müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
4-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
5-Açılan davanın niteliğine göre, suçtan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı olmayan TAPDK lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 07/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.