Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/2143 E. 2019/6913 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2143
KARAR NO : 2019/6913
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Suça sürüklenen çocuk hakkında karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre katılan idare lehine 1.500 TL vekalet ücretine hükmolunması gerektiği halde kararda yazılı şekilde katılan idare lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada suça sürüklenen çocuk hakkında 23/08/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/472 E. sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/2197 E. sayılı dosya üzerinden incelenerek bozulmasına karar verilmesi karşısında;
Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile suça sürüklenen çocuğun bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Suça sürüklenen çocuk hakkında, duruşmada tefhim olunan kısa kararda TCK’nun 51. maddesine göre cezasının ertelenmesine karar verildiği halde, bu kez; hükmün 9. fıkrasında TCK’nun 51. maddesi yönünden sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde, TCK’nun madde 51’deki şartları oluşmadığından sanık hakkında verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi suretiyle hükümde çelişkiye yol açılması,
Kabule göre de,
1- Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının bir gün karşılığı belirlenirken 5237 sayılı TCK’nun 52/2. ve yaş küçüklüğü nedeniyle indirim yapıldığında TCK’nun 31/3. maddelerinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- Sanığa ek savunma hakkı verilmeden, iddianamede gösterilmeyen TCK’nun 31/3. maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk ile suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.