Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/1887 E. 2021/1150 K. 04.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1887
KARAR NO : 2021/1150
KARAR TARİHİ : 04.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
I-Katılan Vekilinin suçta kullanılan nakil aracının iadesine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suçta kullanılan nakil aracının sanık …’ye ait olması, davaya konu kaçak eşyanın nakil vasıtasının taşıma yüküne göre hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturması ve dava konusu eşyanın değeri ve nakil vasıtasının değeri dikkate alındığında nakil aracının müsaderesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı, bu nedenle TCK’nin 54/3. maddesi uyarınca hakkaniyete de aykırı olmadığı ve aracın suça tahsis edildiği gözetilerek, nakil aracının müsaderesi yerine yazılı karar verilmesi,
II-Sanıkların ve sanık … müdafiinin sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine ve katılan vekilinin sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada,
Sanık … hakkında 23/12/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Siirt 1. Asliye Ceza Mahkemesince 2020/256 (E) sayılı dosyada yargılamaya devam olunduğunun,
Ve sanık … hakkında 18/09/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Pınarbaşı (Kayseri) Asliye Ceza Mahkemesince 2013/234 (E) sayılı dosya ile 26/09/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesince 2014/759 (E) sayılı dosyalarda kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz edilerek Yargıtay incelemesine tabi olduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan davaların akıbeti araştırılıp mümkünse iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kanuna aykırı, sanıkların, sanık … müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN tebliğnameye kısmen uygun olarak, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık …’a CMUK’nin 325. maddesi gereğince sirayetine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.