Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/11064 E. 2021/3044 K. 16.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/11064
KARAR NO : 2021/3044
KARAR TARİHİ : 16.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Şikayetçi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun kapsamında kaldığı cihetle, suçtan doğrudan zarar görmeyen TAPDK’nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gözetilerek Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekilinin ve sanık …’in temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
A- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık …’nın yetkilisi olduğu akaryakıt istasyonunda yer altı tanklarında gümrük kaçağı akaryakıt ele geçirilen olayda; sanık …’in aşamalarda değişmeyen ”iş yerinde pompacılık yaptığı, yakıt boşaltım işleriyle ilgisinin bulunmadığı, iş yerinde yalnızca pompacılık yaptığı” şeklindeki savunmasının aksine, ticari kasta dair dosya kapsamında mahkumiyete yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeksizin beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
B- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun’un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nin 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kanuna aykırı, sanık … ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.