Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/7867 E. 2018/13079 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7867
KARAR NO : 2018/13079
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Sözcü Gazetesinin 05/10/2017 tarihli nüshasında “Özdil: İddianame Sabah Gazatesi İddianamesidir’’ başlığı altında yayımlanan yazı nedeniyle ilgilisi Turkuaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. vekili tarafından yapılan cevap ve düzeltme isteminin reddine dair İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/11/2017 tarihli ve 2017/4550 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 13. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/11/2017 tarihli ve 2017/5090 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın 17/04/2018 gün ve 4352 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı, 25/10/2018 tarihli ve 2017/12130 sayılı eksikliğin giderildiği yazısı ve ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/05/2018 gün ve KYB. 2018/37090 sayılı ihbarnamesi ve 09/11/2018 tarihli, 2018/88942 sayılı eksikliğin giderildiğine dair yazısı ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliğince, tekzip talebine konu haberin yayınlandığı 05/10/2017 tarihli nüshasının dilekçe ekinde sunulmadığı ve düzeltme ve cevap metninin bizzat yetkili yazı işleri müdürüne tebliğ edilmediği kanaatiyle düzeltme ve cevap hakkı kullanımı talebinin reddine karar verilmiş ise de,
1) Dosya kapsamına göre, düzeltme talebine ilişkin 03/11/2017 havale tarihli dilekçede ve ekindeki ihtar yazısında, düzeltilmesi istenilen yazının yayımlandığı gazete nüshasının tarihinin belirtildiği ve tamamlanabilir eksiklikler sebebiyle tekzip isteminin reddine karar verilemeyeceği,
2) Tekzip metninin yayımlanması için … Noterliğince … Yayıncılık A.Ş’e gönderilen tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 17 ve 20. maddelerine uygun olarak işyeri sahibi muhatabın bulunmaması ve iş takibinde olması sebebiyle yazı işleri müdürü yerine daimi çalışana tebliğ edildiği,
Gözetilmeden, itirazın bu yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5187 Sayılı Basın Kanununun “düzeltme ve cevap” başlıklı 14. maddesinde;
“…Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır….” ve
“…Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar…” hükümlerinde, zarar gören kişinin, başvuru sırasında ihtarnamesindeki tekzibin, günlük süreli yayında yayınlanmadığını ispatlamak için 3 günlük gazete nüshalarını mahkemeye sunması gibi bir şart aranmamıştır.
Keza Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 08/03/2011 tarihli, 2007/17012 E.-2011/2329 K. sayılı kararında ve Dairemizin 24.05.2018 tarihli, 2018/2526 E. – 2018/6275 K. belirtildiği üzere; “…Cevap yazısının hiç yayımlanmadığı savıyla tekzip istenmesi üzerine “üç günlük gazete nüshasının eklenmediği” gerekçesiyle verilen red kararı; tekzip isteyenin böyle bir yasal zorunluluğu bulunmaması nedeniyle yasaya aykırı olduğu gibi…” demek suretiyle böyle bir zorunluluğun olmadığını belirtmektedir.
5187 sayılı Basın Kanunu’nun “Tebligat” başlıklı 29. maddesi;
“Süreli yayının yönetim yeri, tebligat işlemleri yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevi devam ettiği sürece sorumlu müdürün yerleşim yeri sayılır.”
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” başlıklı 17. maddesi;
“Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
“Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi” başlıklı 20. maddesi;
“13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.” hükümlerini amirdir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında kanun yararına bozmaya konu dosyadaki somut olay her iki bozma gerekçesi yönünden birlikte değerlendirildiğinde;
İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliğinin 03.11.2017 tarihli ve 2017/4550 D.İş sayılı kararıyla verilen tekzip talebinin reddi kararının gerekçesinde, başvuran tarafından üç günlük gazete nüshalarının sunulduğu, ancak bununla birlikte ilgili gazetenin 05.10.2017 tarihli nüshası yerine 05.09.2017 tarihli nüshasının sunulduğu, bu nüshada düzeltme ve cevaba konu olacak bir yazıya rastlanmadığı ve noter ihtarnamesi tebligatının bizzat sorumlu müdüre yapılmadığı gerekçesiyle talebin esasa girilmeden usulden reddedildiği görülmektedir.
Düzeltme ve cevap talebi hakkında karar vermekle yükümlü mahkemece, gerekçede anlatılan eksikliğin aynı gün giderilebilecek türden olduğu, gazetenin düzeltme ve cevaba konu yazıyı içeren ilgili nüshasını sunması için gerekirse başvurana süre verilebileceği, buna göre işin esasına girilmesi gerektiği, ayrıca dosyada mevcut noter ihtarnamesinin tebliğ mazbatalarından, ihtarnamenin sorumlu yazı işleri müdürü ve adı geçen gazete muhatap alınarak, sorumlu yazı işleri müdürünün iş takibi nedeniyle dışarıda olduğu gerekçesiyle daimi çalışanına yapıldığı, itiraz merciince gerekçesiz şekilde, itiraz edilen kararın kısaca usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle reddedildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden, İstanbul 13. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/11/2017 tarihli ve 2017/5090 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nun 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; mahkemece başvuru hakkında esasa girilerek gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden bir karar vermek suretiyle müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.