Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/7678 E. 2018/13323 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7678
KARAR NO : 2018/13323
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; sanığın yetkilisi olduğu anlaşılan borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, sicile kayıtlı adrese 31/01/2013 tarihinde hacze gidildiğinde borçlu şirketin yerinde başka bir işletmenin bulunduğu görülerek, sanık hakkında “Ticareti usulüne aykırı terk etmek” iddiasıyla şikayetçi olunduğunun, yargılama sırasında gerçekleştirilen zabıta araştırması ile vergi yoklamasında da borçlu şirketin yerinde bulunmadığının ve Güngören Vergi Dairesi Müdürlüğünün 07/04/2013 tarihli müzekkere cevabından 28/02/2013 tarihi itibariyle resen terk ettirildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın fiilinin atılı suçun unsurlarını oluşturduğunun anlaşılmasına nazaran; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin aynı Kanun’un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, dairemizin 14/11/2017 tarih, 2015/28212 Esas, 2017/9557 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nun 253, 254. maddelerinin uygulanması ve uzlaştırmanın sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.