Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/7277 E. 2018/13480 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7277
KARAR NO : 2018/13480
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

Yoklama kaçağı kalmak suçundan sanık …’ın, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63/1-b ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kağızman Asliye Ceza Mahkemesinin 22/09/2017 tarihli ve 2016/305 Esas, 2017/260 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 15/10/2018 gün ve 94660652-105-36-12538-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/10/2018 gün ve 2018/84424 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında yoklama kaçağı durumuna düşmesinden dolayı Kağızman Kaymakamlığı İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü 11/05/2016 tarihli ve 3854 Esas, 137 Karar sayılı kararı ile 1.462,00 Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılmasına dair kararın 29/06/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yoklama kaçağı kalmaya devam eden sanığın Mahkemesince cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63. maddesine göre sanık hakkında tanzim edilen idarî para cezasında kanun yolu bilgilerinin bulunmadığı gibi tebliğ evrakında da karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresinin gösterilmediği, dolayısıyla kararda başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği ve 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kararların Tebliği” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen, “İdarî yaptırım kararı, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında kesinleşmiş idarî yaptırım kararı bulunmadığı ve suçun unsurları oluşmadığından, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın ilk eylemine ilişkin idari para cezasının tebliğ edildiği mernis adresi ile yargılama sırasında bildirdiği adresin aynı olduğu, gerek Kağızman Kaymakamlığı İlçe Yazı İşleri Müdürlüğünün 11/05/2016 tarihli idari para cezası kararında gerekse bu karara ilişkin tebliğ belgesinde kanun yolu, süresi ve merciinin gösterildiği ayrıca Tebligat Kanunu 21/2. maddesine uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmakla;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu gerekçeyle yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 19/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.