Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/6853 E. 2018/11963 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6853
KARAR NO : 2018/11963
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık …’ın, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri gereğince 62.590,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Mersin 3. İcra Ceza Mahkemesinin 09/03/2017 tarihli ve 2016/886 esas, 2017/138 karar sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, infaz savcılığı tarafından 5941 sayılı Kanun’un 5/1. fıkra 2. cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine oluşan tereddüdün giderilmesi talebi üzerine, infazın durdurulması talebinin reddine ve cezanın infazının aynen devamına ilişkin anılan Mahkemenin 22/12/2017 tarihli ve 2016/886 esas, 2017/138 karar sayılı ek kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 02/10/2018 gün ve 3793 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/10/2018 gün ve KYB. 2018-81168 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 karar sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun’un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edildiği,
Her ne kadar 1982 Anayasasının 153/5. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği belirtilmiş ise de; söz konusu iptal kararının sanık lehine bir durum ortaya çıkardığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesinde, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, sanığın hukukî durumun yeniden değerlendirilerek lehe olan, söz konusu iptal kararı sonrası yürürlük kazanan 5941 sayılı Kanun’un 5/1. maddesinde yer alan, “(Değişik: 15/07/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…)(2) az olamaz.” hükmü gereğince sanık lehine bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 karar sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun’un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edilmiş olması karşısında, takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak hükmedilen 300 gün gün adli para cezasının bir gününün 20 Tl ile çarpılması suretiyle hükmedilen adli para cezasına ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamları da eklenmek suretiyle fazladan adli para cezasına hükmedilmesine dair Mersin 3. İcra Ceza Mahkemesinin 09/03/2017 tarihli ve 2016/886 esas, 2017/138 karar sayılı asıl kararın ve bu karara karşı yapılan infazın durdurulması talebinin reddine ve cezanın infazının aynen devamına ilişkin anılan Mahkemenin 22/12/2017 tarihli ve 2016/886 esas, 2017/138 karar sayılı ek kararının usul ve kanuna aykırı olduğu anlaşılmakla;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, infazın durdurulması talebinin reddine ve cezanın infazının aynen devamına ilişkin anılan Mahkemenin 22/12/2017 tarihli ve 2016/886 esas, 2017/138 karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gereği yeniden uygulama yapılarak, Mersin 3. İcra Ceza Mahkemesinin 09/03/2017 tarihli ve 2016/886 esas, 2017/138 karar sayılı asıl kararındaki hükümden, sanık hakkında neticeten takdir edilen adli para cezasına ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamlarının da eklenerek sanığın neticeten 62.950 Tl adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 3. paragrafın tamamen çıkartılmasına, infazın bankanın her bir çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu miktar düşüldükten sonra çekin karşılıksız kalan miktarı olan 43.700,00 TL üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 19/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.