Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/6174 E. 2018/12609 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6174
KARAR NO : 2018/12609
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre,
1) İİK’nın 333/a maddesine aykırılık suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
İİK’nın 351. maddesindeki, şikayetçinin şikayet dilekçesinde veya beyanında gösterdiği delillerle bağlı olduğuna yönelik düzenleme çerçevesinde 13.02.2014 havale tarihli şikayet dilekçeleri incelendiğinde; şikayetçi vekilinin şirketin borca batık durumda olduğuna yönelik beyanları dikkate alındığında, şikayetçi tarafın borçlu şirketin borcu ödeme gücünün olmadığını bildiğinin kabulüyle, bu gerekçe ile beraat kararı verilmesi gerekirken, sanıkların yetkilerinin 25.08.2011 tarihinde sona ermesi nedeniyle beraat kararı verilmiş ise de, sonuç itibariyle doğru olduğundan, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2) İİK’nın 345/a maddesine aykırılık suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
İİK’nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı kanunun 179 ve 6762 sayılı TTK.’nun 376. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, temsil yetkisinin 25.08.2011 tarihine kadar devam etmesine karşın, bu tarihten sonra herhangi bir imza tescil işlemine rastlanılmadığı Tavşanlı Ticaret Sicil Memurluğu’nun 26.12.2014 tarih ve 2014/1518 sayılı yazısından anlaşılmakta olup, anılan tarihten sonra herhangi bir imza tescil işlemi yapılmadığından adı geçen sanıkların yapılması gereken acil işler bakımından temsil yetkisinin devam ettiğinin kabul edilmesinin gerekmesi nedeniyle, öncelikle sanıklar hakkında cezai sorumluluğun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından dosya içerisindeki şirket ana sözleşmesi incelenerek, fiilin birlikte işlenmediğinin anlaşılması halinde, temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da dikkate alınarak suçun oluşumundaki temsilci veya temsilciler tespit edilip, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş tüm icra takip dosyaları tespit edilerek, bu takip dosyalarındaki alacak miktarları şirketin pasifine eklendikten sonra ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da esas alınarak karşılaştırılmalı bilirkişi incelemesi yaptırılıp, şikayet tarihi olan 13.02.2014 tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı saptanıp, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 28/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.