Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/4649 E. 2018/11232 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4649
KARAR NO : 2018/11232
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

Borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık …’in 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince ayrı ayrı 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/343 Esas, 2017/136 sayılı kararını, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/344 Esas, 2017/137 sayılı kararını, Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2017/13 Esas, 2017/122 sayılı kararını, Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesinin 10/02/2017 tarihli ve 2016/430 Esas, 2017/64 sayılı kararını, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2017/250 Esas, 2017/416 sayılı kararını, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2017/222 Esas, 2017/343 sayılı kararını, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarihli ve 2017/177 Esas, 2017/302 sayılı kararını, Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 13/07/2017 tarihli ve 2017/138 Esas, 2017/222 sayılı kararını, Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli ve 2016/534 Esas, 2017/198 sayılı kararını, Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesinin 13/07/2017 tarihli ve 2016/476 Esas, 2017/243 sayılı kararını, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/345 Esas, 2017/138 sayılı kararını ve Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2017/91 Esas, 2017/242 sayılı kararına yapılan itirazın reddine dair Ankara 5. İcra Mahkemesinin 06/10/2017 tarihli ve 2017/56 değişik iş sayılı kararları aleyhine Adalet Bakanlığının 17/07/2018 gün ve 94660652 – 105- 06 -9105 – 2018- Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/07/2018 gün ve KYB. 2018-63615 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosyalar kapsamına göre;
1- Alacaklı ve borçlu tarafın tüm dosyalarda aynı olduğu, sanığın alacaklı …’a olan borcuna karşılık olarak her birinin düzenleme tarihi aynı olan 09/09/2015 tarihli bonolar tanzim ettiği, anılan bonoların Ankara 26. İcra Müdürlüğü nezdinde takibe konulmasını müteakip, sanığın her bir dosyadan 15/06/2016 tarihli taahhütnamelerle 15/09/2016 tarihinde 1 taksit halinde ödemeyi taahhüt ettiği, ancak borçlunun borçlarını taahhütnamelerde öngörülen sürelerde ödememesi nedeniyle yapılan şikayetler üzerine borçlu hakkında taahhüdü ihlal suçundan açılan davalarda her bir taahhüdün ayrı bonolara ilişkin olması nedeniyle ayrı ayrı her bir taahhüt için sanığın 3 aya kadar tazyik hapsiyle cezalandırılmasına karar verildiği,
2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, tüm dosyalarda yer alan 15/06/2016 tarihli taahhütnamelerde toplam faizin 920,34 Türk lirası olarak gösterildiği, anılan taahhütnamelerde sadece tek bir ödeme tarihi olan 05/02/2017 tarihinin gösterilmesi karşısında alacaklı vekilinin işleyecek faizlerden feragat beyanının yer aldığının anlaşıldığı, anılan taahhütnamede işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği, toplam faiz olarak belirtilen faizin hangi dönemleri kapsadığı, icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı hususları dikkate alındığında, işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanaklarında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhütlerin geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle, beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
2- Kabule göre de,
Alacaklı vekili tarafından yapılan şikâyetler üzerine borçlu sanık hakkında taahhüdü ihlâl suçundan açılan davalarda her bir taahhüdün ayrı bonolara ilişkin olması nedeniyle ayrı ayrı her bir taahhüt için sanığın 3 aya kadar tazyik hapsiyle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, somut olayda sanığın alacaklıya borçları nedeniyle tanzim tarihleri aynı, ödeme tarihleri farklı olan ayrı ayrı bonolar düzenleyerek verdiği, her ne kadar bonolarda mücerretlik ilkesi geçerli ise de, 2004 sayılı Kanun’un “Borçlunun ödeme şartını ihlâli halinde ceza” başlıklı 340. maddesinin “111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.” hükmü karşısında ayrı ayrı bonolara konu borcun bir bütün olarak tarafları aynı olan tek bir borç olarak değerlendirilmesi gerektiği, nitekim ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/09/2009 tarihli ve 2009/16-188 esas, 2009/205 karar sayılı ilâmı ile, aynı borç ilişkisi nedeniyle toplam tazyik hapsi miktarının 3 ayı geçemeyeceğine karar verilmiş olması karşısında, yazılı şekilde sanığın her bir takip için ayrı ayrı 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma isteminin (2) no’lu nedeni yönünden yapılan incelemede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, infaz edilen Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2017/13 Esas, 2017/122 Karar sayılı dosyasından sonraki Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/343 Esas, 2017/136 Karar sayılı, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/344 Esas, 2017/137 karar sayılı, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2017/250 Esas, 2017/416 Karar sayılı, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2017/222 Esas, 2017/343 Karar sayılı, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarihli ve 2017/177 Esas, 2017/302 Karar sayılı, Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 13/07/2017 tarihli ve 2017/138 Esas, 2017/222 Karar sayılı, Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesinin 10/02/2017 tarihli ve 2016/430 Esas, 2017/64 Karar sayılı, Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli ve 2016/534 Esas, 2017/198 Karar sayılı, Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesinin 13/07/2017 tarihli ve 2016/476 Esas, 2017/243 Karar sayılı, Ankara 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/345 Esas, 2017/138 Karar sayılı ve Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2017/91 Esas, 2017/242 Karar sayılı kararına yapılan itirazın reddine dair Ankara 5. İcra Mahkemesinin 06/10/2017 tarihli ve 2017/56 değişik iş sayılı kararlarının CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında yukarıda numaraları bildirilen kararlarla verilen tazyik hapislerinin kaldırılmasına, bozma sebebine göre kanun yararına bozma isteminin (1) no’lu nedeni yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 01/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.