Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/4598 E. 2018/13674 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4598
KARAR NO : 2018/13674
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Davanın Reddi

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
İİK’nun 44.maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İİK’nun 337/a maddesinde düzenlenmiş olup,
Davanın reddine dayanak olan İstanbul Anadolu 13. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2014/589 E. sayılı dosyasında, şikayetçi vekili 03.11.2014 havale tarihli şikayet dilekçesi ile … Kimya Dış Tic. Ldt. Şti yetkilileri olarak … ve … hakkında bu yükümlülüklere aykırı hareket ettikleri gerekçesi ile şikayetçi olduğu ve yapılan yargılama sonucunda sanıklar … ve … hakkında borçlu şirketin yetkili temsilcileri olmadıkları gerekçesi ile beraat kararı verildiği, bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 18.05.2018 tarihli kararı ile kesinleştiği,
Temyize konu dava dosyasında ise; yine aynı şikayetçi vekilinin 12.01.2015 havale tarihli şikayet dilekçesi ile … Kimya Dış Tic. Ldt. Şti yetkilisi olarak sanık … hakkında ticareti usulüne aykırı terk ettiği gerekçesiyle şikayetçi olduğu, dosyada mevcut delillere göre sanık … yönünden ticareti terk etmek suçunun unsurları itibariyle oluştuğu ve her iki dava dosyasındaki sanıkların birbirinden farklı oldukları, dolayısı ile CMK’nın 223/7 maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.