Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/4531 E. 2018/11228 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4531
KARAR NO : 2018/11228
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda beraatine dair Manavgat İcra Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarihli ve 2017/211 Esas, 2017/570 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan beraat kararının kaldırılarak sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Manavgat 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2017 tarihli ve 2017/66 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 27/06/2018 gün ve 94660652-105-07-6978-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2018 gün ve KYB. 2018/58009 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği; her ne kadar müşteki vekili tarafından ödeme gününe kadar işleyecek faize ilişkin feragat beyanı bulunsa da, 24/11/2016 tarihli taahhütnamede takip öncesi ve sonrası faizin açıkça gösterilmediği, takipte kesinleşen miktar olarak belirtilen 9.524,27 Türk lirasının 22/08/2016 tarihli takip talebinde toplam takip miktarı olarak gösterildiği ve içerisinde iki ayrı faiz kalemi belirtildiği; taahhüt tutanağında ise toplam faiz miktarı adı altında 229,99 Türk lirası faiz kalemi eklendiği, bu durumun mükerrer faiz uygulaması anlamına gelebileceği, işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
24/11/2016 tarihli taahhüt tutanağında, icra takip öncesi işlemiş faizin takipte kesinleşen miktar içerisinde 81,55 TL ve 42.75 TL olarak ayrı ayrı gösterilmesi sebebinin icra takibine konu tarihleri farklı olan 2 adet bonodan kaynaklandığı, toplam faiz olarak gösterilen 229,99 TL’nin ise takip tarihi olan 22.08.2016 tarihi ile taahhüt tarihi olan 24/11/2016 tarihi arasında işlemiş faiz olduğu, ödeme tarihlerine kadar işleyecek faizden de alacaklı vekili tarafından feragat edildiğinin anlaşılması karşısında, işlemiş veya işleyecek faiz konusunda bir belirsizlik bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 01/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.