Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/3838 E. 2018/11221 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3838
KARAR NO : 2018/11221
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
1) Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik incelemede,
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine karar verilmesine rağmen, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekili ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesine göre, hüküm fıkrasına “Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin şikayetçiden tahsiliyle sanık …’e verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik incelemede,
Sanığın üzerine atılı İİK’nun 331/1. maddesinde tanımlanan “alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltme” suçunda şikayet hakkının, borçlu hakkındaki icra takibi kesinleşen suçtan zarar gören alacaklıya ait olduğu, Konya 12. İcra Müdürlüğünün 23.02.2018 tarihli yazısına göre borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilmediği ve şikayetin icra takibi kesinleşmeden 11/01/2013 tarihinde yapıldığının anlaşılması karşısında; atılı suçun yasal unsurları oluşmayacağından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1) 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin aynı Kanun’un 331/1. maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nun 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
2) 5237 sayılı TCK’da “cezaların toplanması” kuralına yer verilmediği, 5275 sayılı C.G.T.İ.K’nun 99. maddesi uyarınca hükmolunan her bir cezanın ayrı ayrı bağımsızlıklarını koruduğu gözetilmeden, sanık … hakkında uygulanan cezaların içtimaına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekili ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 01/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.