Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2018/3255 E. 2019/10546 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3255
KARAR NO : 2019/10546
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na aykırılık eyleminden dolayı kabahatli … hakkında 427,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair Doğanşehir Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliğinin 24/08/2017 tarihli ve HN 941908 sayılı idarî para cezası karar tutanağına yönelik başvurunun kabulü ile idarî yaptırım kararının kaldırılmasına ilişkin Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/09/2017 tarihli ve 2017/6480 Değişik İş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 17/04/2018 gün ve 11697 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/04/2018 gün ve KYB-2018-35476 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-… plâka sayılı araçla hız sınırını aşmaktan kabahatli … hakkında idarî para cezası tutanağı düzenlendiği ve tutanağın kabahat tarihinde kabahatliye tebliğ edilerek tutanağa imzasının alınmış olduğu, daha sonra başvurucu … tarafından 05/09/2017 tarihli dilekçeyle idarî para cezası tutanağının iptalinin talep edildiği, anılan Hâkimlikçe, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Başvurunun incelenmesi” başlıklı 28/1-b maddesi gereğince, başvurucu adına düzenlenmiş bir tutanak bulunmadığından, başvuranın buna hakkı bulunmadığı anlaşılmakla husumet yönünden başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği,
2- Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğince, 2802 sayılı Kanunda Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının kabahat teşkil eden eylemlerine karşı idarî yaptırımın hangi merci tarafından verileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı, kıyas yoluyla ceza verecek merciinin belirlenmesine imkân bulunmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne ve söz konusu kararın kaldırılmasına dair karar verildiği,
Somut olayda her ne kadar kabahati işleyen kişi hakim ve savcı değil ise de, kabahatlinin hakim ve savcı olduğunun kabulü halinde, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 09/07/2013 tarihli ve 2013/5794 esas, 2013/16526 sayılı ilâmı ile benzer bir olay nedeniyle verilen Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 14/05/2015 tarihli ve 2015/2556-1529 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, idarî para cezasını gerektiren eylemin 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 93. maddesi kapsamında kişisel suç olduğunun anlaşılması halinde, anılan Kanun’un “Kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma” kenar başlıklı 93/1. maddesinde yer alan ““Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığı ve aynı yer ağır ceza mahkemesine aittir.” şeklindeki düzenleme ile 5326 sayılı Kanun’un 24. maddesinde yer alan “Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması hâlinde mahkeme tarafından idarî yaptırım kararı verilir.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, hâkim ve savcıların kişisel suç kapsamında değerlendirilen ve idarî para cezasını gerektiren eylemleri için idarî yaptırım uygulanmasını engelleyen her hangi bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun kabul edilerek idari para cezası karar tutanağının iptali ile gereğinin takdir ve ifası için evrakın ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği,
Gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesinin (1) nolu içeriği yerinde görüldüğünden, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/09/2017 tarihli ve 2017/6480 Değişik İş sayılı kararının CMK’nin 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılamayı gerektirmemek üzere BOZULMASINA, bozma sebebine göre kanun yararına bozma isteminin (2) no’lu nedeni yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 04/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.