Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2017/6152 E. 2018/12024 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6152
KARAR NO : 2018/12024
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıkların üzerlerine atılı bulunan İİK’nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan bu suçun; “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
a- Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek, hakiki surette,
b- Gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
c- Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksilterek” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olması, somut uyuşmazlıkta; şikayetçi tarafın aynı zamanda takip borçlusu da olan sanıkların kendilerine ve yetkilisi oldukları şirketlere ait taşınır ve taşınmaz malları alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla devrettikleri, borçlu şirketlerden …. A.Ş.ye ait taşınmazı 3. kişi şirkete kiralayıp kira sözleşmesini tapuya şerh ettirmek suretiyle değerini düşürdükleri, aynı şirket aleyhine 3. kişi tarafından yapılan icra takibindeki borcu muvazaalı olarak kabul ettiklerini iddia etmesi, sanıkların ise salt devir olgusunun mal kaçırmak anlamına gelmeyeceğini, devirlerden gelen paranın şirket hesaplarına aktarılmış olduğunu, borçlu şirket hakkındaki iflas erteleme davasında tedbir bulunduğunu, borçlu şirkete ait defter ve belgeler ile banka hesapları incelendiğinde kast bulunmadığının anlaşılacağını, alacaklı şirket lehine taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu kıymet takdirinin de yapıldığını, devirlerin devralan şirketle aralarındaki hukuki ilişkiler nedeniyle yapıldığını savunması karşısında, sanıklara isnat edilen suçun unsurlarının ve suça yönelik kastın oluşup oluşmadığının tespiti açısından;
1- İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2013/15143 Esas sayılı icra takip dosyası getirtilerek, ilgili o dosyadaki borç konusunun şikayete dayanak icra takibindeki borç ile aynı olup olmadığı araştırılıp aynı ise İİK’nın 45. maddesinin “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” düzenlemesi dikkate alınarak ipotekli takibin şikayete dayanak icra takibinin takip talebi tarihi itibariyle sonuçlandırılıp sonuçlandırılmadığı araştırılmadan,
2- Borçlu şirketlerden bir kısmı hakkında Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/562 ve Antalya (Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/470 Esas sayılı dosyalarında iflasın ertelenmesi davaları açıldığı ve tedbir kararı verildiğinin dosya kapsamı ve UYAP ortamındaki incelemeden anlaşılmakla bu dava dosyaları getirtilerek incelenip tedbir kararları ve varsa gerekçeli kararların incelemeye elverişli örnekleri de dosya kapsamına alınarak şikayete dayanak icra takibinin tedbir kararlarına uygun şekilde yapılıp yapılmadığı araştırılmadan,
3- Sanıkların aynı zamanda takip borçlusu oldukları ve şahsi mallarını da devrettiklerinin iddia edildiği gözetilmeksizin, mevcudu eksiltildiği iddia edilen tüm şirketlerin yetkili temsilcileri olup olmadıkları da tespit edilmeden,
4- Şikayet konusu; muvazaalı olduğu iddia edilen takibin hayali borç ikrarına dayalı olup olmadığının tespiti bakımından sıra cetveline itiraz davasının; çiftliğin kiralanması ve demirbaşları ile çiftlik hayvanlarının satışında alacaklıyı zarara uğratmak kastının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından istihkak ve sıra cetveli davalarının sonuçları bekletici mesele yapılarak beklenilmeden,
5- Şikayete konu edilip İİK’nın 347. maddesindeki bir yıllık şikayet süresi içerisinde devredilen taşınmazların devirlerine ilişkin tapu senetleri getirtilip devirlerin tarafları tespit edilip devralan şahıslar ve şirket yetkilileri ile sanıklar arasında yakın akrabalık ya da arkadaşlık ilişkisi bulunup bulunmadığı araştırılıp, devralan şahıslar ve şirketlerin yetkilileri de dinlenilmeden,
6- Satışı yapılan ve kiralanan taşınmazlardan elde edilen paranın akıbetinin ne olduğu, borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı araştırılmadan,
Borçlu şirket yetkililerinin ipotekli taşınmazın değerinin borç miktarını karşılayıp karşılamayacağını bilebilecek durumda oldukları gözetilmeksizin sanıkların alacağın ipotekle temin edildiğini düşündükleri varsayımına dayalı gerekçe ve eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 19/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.