Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2017/4288 E. 2017/8416 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4288
KARAR NO : 2017/8416
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Karar başlığında birleşen dosyanın suç tarihi olan 21/06/2010 tarihinin diğer suç tarihleriyle birlikte yazılmaması, mahallinde giderilebilir nitelikte bir hata olarak kabul edilmiş,
Adli sicil kaydında Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 22/09/2008 tarih 2007/422 E. 2008/98 K. sayılı ilamı ile tekerrüre esas 4.166,00 TL para cezası mahkumiyeti bulunan sanık hakkında ilk hükümde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına rağmen, son hükümde TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık hakkında bozmadan önce verilen, birleşen dosyalar ve ana dosyadaki mahkumiyet hükümlerinde yer alan ceza miktarı toplamıyla, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sonucu verilen bozma sonrası sonuç ceza arasında kazanılmış hakların korunduğu gözetilmeden, zincirleme suç hükümleri uygulandıktan sonra kazanılmış haklar gözetilerek bozma öncesi ana dosyadaki tek cezaya hükmedilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezasında 1/6 indirim yapılırken netice olarak 1 yıl 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken yılın aya çevrilmesi sebebiyle yapılan hesap hatası sonucu 12 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunmuş ise de, kazanılmış haklar korunarak bozmadan önceki hükümdeki cezaya hükmedilmesi sebebiyle sonuç ceza değişmeyeceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine ”24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına,” ibaresi yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.