Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2017/4145 E. 2017/7997 K. 11.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4145
KARAR NO : 2017/7997
KARAR TARİHİ : 11.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : İdari Para Cezası, Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanık hakkında 6831 sayılı Kanun’un 91/5. maddesi gereğince verilen idari para cezasına dair karara ilişkin yapılan incelemede,
Suça konu emvalin çevredeki ağaçların dallarından elde edilmiş olup hayatını kaybeden ağaç olmaması nedeniyle sanığın eyleminin 6831 sayılı Kanun’un 91/5. maddesi kapsamında olduğu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu gereğince kabahat nevinde olup eylem tarihi ile inceleme tarihi arasında 5326 sayılı Kanun’un 20/2-c maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanun’un 20. maddesi gereğince sanığa İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, yedieminde bulunan emvalin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine,
2)Sanık hakkında işgal ve faydalanma suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan incelemede,
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir.
Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nisbi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 365/2. maddesinin aksine Ceza Davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; Davada kendisini vekille temsil ettiren katılan İdare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrıca müsaderesine karar verilen tesis değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “750 TL nispi vekalet ücretinin ve toplam 1500 TL vekalet ücretinin” ibaresinin çıkarılması suretiyle, başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.