Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2017/3043 E. 2018/12794 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3043
KARAR NO : 2018/12794
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’na aykırılık eyleminden kabahatli … hakkında 4250 sayılı Kanun’un 6/5. maddesine aykırılıktan anılan Kanun’un 7/1-e ve 7/3. maddeleri yollaması ile 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8/5-k bendi uyarınca Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 06/01/2016 tarihli ve 901 sayılı kurul kararı ile uygulanan 33.532,00 Türk Lirası idari para cezasına yönelik başvurunun reddine dair Torbalı Sulh Ceza Hakimliğinin 25/05/2016 tarihli ve 2016/288 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/06/2016 tarihli ve 2016/1896 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 15/03/2017 gün ve 11633 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2017 gün ve KYB-2017-18820 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 4733 sayılı Kanun’un 8/10. ve 8/11. maddelerinde yer alan “(10) Bu Kanun hükümlerine göre verilen idarî yaptırım kararlarına karşı 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir. Ancak, idare mahkemesinde dava, işlemin tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde açılır. İdare mahkemesinde iptal davası açılmış olması, kararın yerine getirilmesini durdurmaz.(11)İdarî yaptırımlara ilişkin olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.” şeklindeki hükümler dikkate alındığında, kabahatli tarafından yapılan başvurunun görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle başvurunun reddine karar verildiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 02/03/2015 tarihli ve 2015/140-157 sayılı kararında da belirtildiği üzere, kabahatliye verilen idari para cezasının dayanağının 4250 sayılı Kanun olduğu ve bu kanunda idari para cezalarına yönelik başvuruları inceleyecek görevli mahkemenin belirtilmediği, bu durumda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3/1. maddesinde yer alan “Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, …uygulanır.” hükmü uyarınca genel kanun niteliği gereği idari para cezasına ilişkin kanun yolunun Kabahatler Kanunu’na göre belirlenmesi gerektiği cihetle, 4250 sayılı Kanun’a göre verilen idari para cezasına yönelik başvuruyu inceleme görevinin sulh ceza hakimliğine ait olduğu anlaşıldığından,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.