Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2017/1444 E. 2018/12717 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1444
KARAR NO : 2018/12717
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A- Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik incelemede,
Sanığın borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmadığının dosya kapsamındaki ticaret sicili gazetelerinden anlaşılması karşısında bu nedenle beraatine karar verilmesi gerekirken, eksik kovuşturmaya dayalı olarak yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verilmesi hüküm sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B- Sanıklar … ve … haklarında kurulan hükümlere yönelik incelemede,
1- Sanıklardan …’e ilk yapılan duruşma davetiyesi tebligatının İİK’nın 349. maddesindeki şerhi içermediği ve başka yerde ikamet etmesi nedeniyle İİK’nın 349/4 düzenlemesi gereği savunmasının alınması için talimat yazılması gerekirken doğrudan duruşma davetiyesinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nın 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, sonrasında başka adrese üzerinde MERNİS ve İİK’nın 349. maddesine göre şerh bulunmayan talimat duruşma davetiyesinin bu kez Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakla, sanığa usulüne uygun tebligat yapılmaksızın yokluğunda hüküm kurmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- Sanıkların üzerine atılı bulunan İİK’nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan bu suçun; “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
a- Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek, hakiki surette,
b- Gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
c- Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksilterek” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olması, somut uyuşmazlıkta; şikayetçi tarafın, sanıkların şirkete ait vinci alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla haczedildiği yerden götürdüklerini, sanık …’in vincin diğer sanık … tarafından satıldığını belirtmesi karşısında sanığa isnat edilen suç kastının oluşup oluşmadığının tespiti açısından vincin ve satılmışsa buradan elde edilen paranın akıbetinin ne olduğu, borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı araştırılıp, sanıklar hakkında deliller toplanıp sonucuna göre şikayete konu fiilin alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapılıp yapılmadığı hususunda sanıkların hukuki durumlarının tayini gerekirken eksik kovuşturma yazılı şekilde beraat kararı verilmesi
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.