Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/9552 E. 2018/12188 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9552
KARAR NO : 2018/12188
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : 2918 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz isteminin incelenmesinde;
14.04.2011 gün ve 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 23. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Yargılaması Kanunu’nun 272. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde “hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen 3.000.- Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf yasa yoluna başvurulamayacağı” şeklinde yapılan değişiklik ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Yargılaması Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen “bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz” şeklindeki geçici 2. maddesi göz önünde bulundurulduğunda, 14.04.2011 tarihinden sonra doğrudan hükmolunan 3.000. Türk Lirasına kadar olan adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olduğu cihetle, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında 2918 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz isteminin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 79/1-2. maddesinde; “Karayolu üzeri park yerindeki araçlar için park ücreti, yetki ve sorumluluk alanına göre park yerini tespite yetkili idarece veya bu idare tarafından işletme izni verilen gerçek veya tüzel kişilerce alınabilir. Bunlar dışında hiçbir gerçek veya tüzel kişi herhangi bir şekilde park ücreti alamaz. Erişme kontrollü karayolları(otoyol-ekspresyol) hariç olmak üzere büyükşehirlerde yetkili idareler, büyükşehir belediyeleridir.
Birinci fıkra hükmüne aykırı olarak park ücreti alan veya almaya teşebbüs edenler, fiilleri daha ağır bir ceza gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenen izinsiz otoparkçılık yapmak suçunu işleyen kişilerin atılı suçtan cezalandırılabilmeleri için bu kişilerin fiilleri daha ağır bir ceza gerektiren bir suç oluşturmamakla birlikte park ücreti almaya yetkisi olmadan park ücreti almaları veya almaya teşebbüs etmeleri gerektiği, suça sürüklenen çocuğun müştekiden yetkisi olmadığı halde otopark ücreti istediği, müştekinin park ücreti vermek istememesi üzerine ücret alabilmek için müştekiye bıçak çekerek tehdit ettiği ancak park ücretini müştekiden alamadan eylemini sonlandırdığından bahisle 2918 sayılı Kanuna muhalefet ve silahla tehdit suçlarından ayrı ayrı kamu davası açılmış ise de; 2918 sayılı Kanun’un 79/2. maddesinde tanımlanan izinsiz otoparkçılık suçunun oluşması için fiilin daha ağır bir cezayı gerektiren bir suç oluşturmaması gerektiği belirtildiğinden ve suça sürüklenen çocuğun eyleminin daha ağır cezayı gerektiren yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu anlaşılmasına rağmen, silahla tehdit suçundan beraat hükmü kurulması ve temyiz edilmeden kesinleşmesi nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuğun ve müdafiinin ileri sürdüğü temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 21.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.