Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/8430 E. 2017/8189 K. 16.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/8430
KARAR NO : 2017/8189
KARAR TARİHİ : 16.10.2017

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1632 Kanun’un 63/1. maddesi gereğince sanığa atılı suçun oluşabilmesi için daha evvelden 1111 sayılı Kanun’un 89. maddesi uyarınca hakkında verilen idari para cezasının kesinleşmesi gerektiği cihetle, Bağlar İlçe İdare Kurulu’ndan verilen 19.04.2012 tarihli idari para cezası kararı ve tebliğ evrakında karara karşı 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri doğrultusunda başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresinin belirtilmediği, sanığın suç cetvelinde Aralık 2011 sevk dönemi için 04/06/2013 tarihinde kendiliğinden Askerlik Şubesi’ne başvurması nedeniyle 6 ay 18 gün, suç duyurusu üst yazısında ise 53 gün bakaya kaldığının bildirildiği ve sanığın personel dosyasında değişik sevk dönemlerine ilişkin mazeret gösterir raporların bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanığa verilen idari para cezasına ilişkin kararın usulüne uygun olarak kanun yolu ve itiraz süresi de gösterilmek suretiyle suç tarihinden önce sanığa tebliğ edilerek kesinleşip kesinleşmediği, sanığın idari para cezasına ilişkin eylemi, tarihleri ve ikinci kez işlenen eylem, sevk dönemi tarih ve bakaya kalan süre tam olarak belirlenip, sonucuna göre uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1- Hükümden önce Anayasa Mahkemesi’nin, 23.01.2013 gün ve 28537 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17.01.2013 gün ve 2012/80-2013/16 sayılı kararı ile 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun; 47. maddesinin birinci fıkrasının, 4551 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile değiştirilen (A) bendinin birinci ve ikinci cümlelerinin, 5329 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen Ek 8. maddesinin ikinci fıkrasının “…kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile…” bölümünün ve 5739 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen Ek 10. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle, sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının bulunduğu bu nedenle subjektif hususlar
değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “CMK’nın 231. maddesinin kanunen uygulanma olanağının bulunmadığı” şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulması,
2-Yargılama gideri miktarının 20,00 TL’nin altında olması nedeniyle CMK’nın 324. maddesinin 4. fıkrasına 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanunla eklenen cümle uyarınca Hazine üzerinde bırakılması gerektiği gözetilmeden sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.