Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/691 E. 2017/6716 K. 12.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/691
KARAR NO : 2017/6716
KARAR TARİHİ : 12.09.2017

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
6098 Sayılı TBK’nın 583. maddesinin birinci fıkrasında; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır” hükmüne yer verilmiştir. İİK’nın 38. maddesinde ise, ilam mahiyetini haiz belgeler arasında sayılmış olan icra kefaleti, bu maddenin son fıkrasına göre müteselsil kefalet hükmündedir. Dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesi hükmü icra kefaletleri için de geçerlik şartıdır. Somut olayda, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğünden sonra 05/12/2012 tarihinde İstanbul 12. İcra Müdürlüğü’nün 2012/26101 Esas sayılı dosyası için Gaziosmanpaşa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2611 Talimat sayılı dosyası ile yapılan hacizde, sanıklardan …’in dosya borcuna icra kefili olduğu belirtilmişse de haciz tutanağında sanığın sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini kendi el yazısı ile belirtmemiş olması karşısında geçerli olmayan icra kefaleti nedeniyle borçlu sıfatını kazanamayacağı ve hakkında İİK’nın 331/1. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığından, sanık … ve taşınmazın sırasıyla devredildiği belirtilerek cezalandırılmaları talep edilen sanıklar … ve …’ın bu nedenle ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerekirken, sonuç itibariyle doğru olan beraat kararına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye kısmen uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 12/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.