Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/6705 E. 2018/12087 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/6705
KARAR NO : 2018/12087
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
02/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 6/3. maddesi uyarınca, aynı KHK’nın 5. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen usullere göre muhakemat hizmeti temin edilemeyen hallerde adli ve idari davalar ile icra takiplerini yürütmek üzere merkez ve taşra birim amirlerine, anılan KHK’nın 2/1-e maddesinde tanımlanan üst yönetici tarafından temsil yetkisi verilebileceğinin hüküm altına alınmasına göre, dava takip yetkisinin üst yönetici tarafından müdürlük teşkilatı bulunan yerlerde orman işletme müdürüne, şeflik teşkilatı bulunan yerlerde ise orman işletme şefine devredilebileceği, taşra birim amirlerinin bu yetkilerinin devredilmesinin ise anılan KHK tarafından öngörülmediği gözetildiğinde temyiz tarihi itibariyle dava takip yetkisi bulunmayan dava takip memurunun temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, REDDİNE,
O Yer Cumhuriyet savcısının temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Suçta kullanılan nakil vasıtasının müsaderesi hususunda olumlu ya da olumsuz her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik incelemede;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK’nun 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
Kanuna aykırı ve O yer Cumhuriyet savcısı ile Üst Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükümden TCK’nun 52/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine ”Sanığa verilen doğrudan hükmedilen ve hapisten çevrili adli para cezalarının 5237 sayılı TCK’nun 52/4. maddesi gereğince birer aylık taksitler halinde 10 eşit taksitle tahsiline, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edilip, ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında C.Başsavcılığı’nca hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.