Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/5898 E. 2016/19384 K. 09.06.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5898
KARAR NO : 2016/19384
KARAR TARİHİ : 09.06.2016

Ödeme şartını ihlâl suçundan sanık …’un 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair … İcra Ceza Mahkemesinin 25/03/2013 tarihli ve 2013/193 Esas, 2013/290 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 06/04/2016 gün ve 1357 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/04/2016 gün ve KYB. 2016-152758 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08.05.2014 tarihli 2014/10685-13708 sayılı ilamında, “…Öte yandan, 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesinin birinci fıkrasında; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” hükmüne yer verilmiştir. İİK’nun 38. maddesinde ise, ilam mahiyetini haiz belgeler arasında sayılmış olan icra kefaleti, bu maddenin son fıkrasına göre müteselsil kefalet hükmündedir. Dolayısıyla TBK’nın 583. maddesi hükmü icra kefaletleri içinde geçerlilik şartıdır….” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, sanık …’un … Ltd. Şti. adına 06.02.2013 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğüne vermiş olduğu kefaletle yükümlülük altına girdiğinin el yazısıyla yazıp imzalamadığı, vermiş olduğu kefalette, takip bedeli olan 504.739.82 TL ve tüm ferilerine icra kefili olduğunu belirtmesine rağmen icra kefilinin sorumlu olduğu azami miktarın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşısında, yasal unsurları oluşmayan ödeme şartını ihlal suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden … İcra Ceza Mahkemesinin 25/03/2013 tarihli ve 2013/193 Esas, 2013/290 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında hükmolunan tazyik hapsi cezasının kaldırılmasına, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.