Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/5480 E. 2018/11331 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5480
KARAR NO : 2018/11331
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- İİK’nun 345/a maddesine aykırılık suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
Borçlu şirket tarafından; şikayetten önce 11/02/2013 İstanbul (Kapatılan) 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 11/02/2013 tarihinde iflasın ertelenmesi davası açıldığı ve davanın iflas şartları oluşmadığından reddedilip temyiz edilmeden 17/06/2013 tarihinde kesinleştiği, şikayetten sonra 10/07/2014 tarihinde yine iflasın ertelenmesi davası açıldığı ve davanın yine iflas şartları oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği, ret kararının temyiz edildiği ve henüz derdest olduğu dosya kapsamı ve UYAP ortamından yapılan incelemeden anlaşılmakla, şikayet tarihi itibariyle derdest bir iflas davası bulunmamasına karşın daha önce de iflasın ertelenmesi davası açılmış olmakla sanıkların kastı bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi gerekirken, bu durum gözetilmeyip İİK’nun 345/a maddesine aykırılık suçundan yapılan şikayetlerde gerekli belgeler incelenerek düzenlenecek bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle esasa ilişkin hüküm kurulması gerekmesine karşın İİK’nun 351. maddesi uyarınca şikayet dilekçesinde delil gösterilmemiş olduğu gerekçesiyle sanıkların beraatlerine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2- İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçundan kurulan hükümlere yönelik incelemede;
Ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK’nun 44. maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret sicilin memurluğuna bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete’de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İİK’nun 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
1- İİK’nun 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
2- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması,
3- Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
4- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi…) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut uyuşmazlıkta bu eylemden dolayı şikayetçinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması ancak öncelikle borçlu ticaret şirketinin kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorulup, 2013 ve 2014 yıllarına ait tüm vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip, borçlu şirketin kayıtlı olduğu ticaret sicili müdürlüğünden şirketin sicil kayıtlarında faal görünüp görünmediği yetkilileri ve tescilli adresleri sorulup, bildirilen bu adreslerde zabıta araştırması yaptırılıp borçlu şirketin ticareti usulsüz terk edip etmediği ve şikayetin süresinde olup olmadığının delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle tespit edilerek sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.