Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/4419 E. 2018/11952 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4419
KARAR NO : 2018/11952
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Dava konusu yerde bulunan tel çitin ve meyve fidanlarının müsaderesine mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanık hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda emvalin çalılık niteliğinde olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 6831 sayılı Kanun’un 91/5. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeksizin isnat edilen suçtan beraatine karar verilmesi kanuna aykırı; sanığın eyleminin 6831 sayılı Kanun’un 91/5. maddesi kapsamında olduğu ve 14.04.2011 tarih 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile 6831 sayılı Kanun’un 91/5. maddesinde yapılan değişiklik dikkate alındığında bu suçun 5326 sayılı Kabahatler Kanunu gereğince kabahat neviine dönüşüp suçun işlendiği 07.03.2013 tarihi ile inceleme tarihi arasında 5326 sayılı Kanun’un 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş; katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5236 sayılı Kanun’un 20. maddesi gereğince kabahatli hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2)Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede katılan vekilinin süresinde temyiz isteği olmasına rağmen verilen kesinleştirme şerhinin hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek, yapılan temyiz incelemesinde;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1-)5237 sayılı TCK’nun 52/4. maddesi gereğince adli para cezasının 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilirken infazda duraksamaya yol açacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesi,
2-)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir.
Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nisbi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 365/2. maddesinin aksine ceza davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; davada kendisini vekille temsil ettiren katılan İdare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrıca müsaderesine karar verilen tesis değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasının taksitlendirmeye ilişkin bölümündeki “24 eşit taksitte tahsiline” ibaresinin önüne, “birer ay ara ile” ibaresinin eklenmesi ve hüküm fıkrasında yer alan nisbi vekalet ücretine ilişkin fıkradan “müsadere edilen tesis değeri üzerinden hesaplanması gereken nisbi vekalet ücretinin maktu miktardan az olamayacağı gözetilerek bununla birlikte 750,00 TL nisbi vekalet” şeklindeki kısmının çıkarılması suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.