Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/3300 E. 2016/19378 K. 09.06.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3300
KARAR NO : 2016/19378
KARAR TARİHİ : 09.06.2016

Ödeme şartını ihlal suçundan sanıklar … ve …’in 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar hapsen tazyiklerine dair… İcra Ceza Mahkemesinin 12/11/2015 tarihli ve 2015/404 Esas, 2015/452 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin… 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/80 değişik iş sayılısayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 03/03/2016 gün ve 15080 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/03/2016 gün ve KYB. 2016-94280 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, bila tarihli ödeme taahhüdünde takip sonrası faiz 291,66 Türk lirası olarak belirtilmiş ise de, bu faizin hangi dönemleri kapsadığı, icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi söz konusu taahhütün düzenlendiği tarihin tutanakta yazılmadığı ve tutanak ekinde bulunan hesap tablosundan da taahhüt tarihinin anlaşılamadığı, buna göre icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz miktarının hangi tarih esas alınarak hesaplanacağının belirli olmadığı, ayrıca alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığından bahisle taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden… 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/80 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında hükmolunan tazyik hapsi cezasının kaldırılmasına, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.