Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/3298 E. 2016/19382 K. 09.06.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3298
KARAR NO : 2016/19382
KARAR TARİHİ : 09.06.2016

Borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık …’in, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair … 4. İcra Ceza Mahkemesinin 16/07/2014 tarihli ve 2014/470 esas, 2014/829 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … 5. İcra Ceza Mahkemesinin 17/10/2014 tarihli ve 2014/403 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 22/02/2016 gün ve 15247 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/03/2016 gün ve KYB. 2016-94100 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08/05/2014 tarihli ve 2014/10685-13708 sayılı ilamında, “…Öte yandan, 6098 Sayılı TBK’nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır” hükmüne yer verilmiştir. İİK’nın 38. maddesinde ise, ilam mahiyetini haiz belgeler arasında sayılmış olan icra kefaleti, bu maddenin son fıkrasına göre müteselsil kefalet hükmündedir. Dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesi hükmü icra kefaletleri için de geçerlik şartıdır. Somut olayda, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğünden sonra 18.04.2013 tarihinde …3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2033 Esas sayılı dosyasından yapılan hacizde, şikayetçi .. dosya borcuna icra kefili olmuştur. İcra kefilliğine ilişkin düzenlemeler ilamların icrasına ilişkin hükümlere tâbi olup, buna ilişkin başvurular da ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir. Yine, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı da unutulmamalıdır…” şeklinde belirtildiği üzere, dosyanın asıl borçlusuna ilişkin takip kesinleşmeden icra kefili olan sanık hakkında icra emri çıkartıldığı, sanığın vermiş olduğu kefalette yükümlülük altına girdiğini el yazısıyla yazıp imzalamadığı, sanığın yasal faiz ve tüm ferileri ile birlikte takip borcunun tamamına icra kefili olduğunu belirtmesine rağmen icra kefilinin sorumlu olduğu azami miktarın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşısında, itirazın bu yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden … 5. İcra Ceza Mahkemesinin 17/10/2014 tarihli ve 2014/403 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında hükmolunan tazyik hapsi cezasının kaldırılmasına, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.