Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/15661 E. 2018/12015 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/15661
KARAR NO : 2018/12015
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Şikayete esas icra takip dosyasında şikayet konusu araç üzerine 23/03/2015 tarihinde haciz konulduğu ancak haczin süresinde satış istenmemesi nedeniyle düştüğü ve yenilenmediği, bu itibarla şikayetçinin şikayet konusu eylem nedeniyle alacağını alamadığını ispat edemediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de,
1- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin uygulanma gerekçesi olarak sanığın hal ve davranışlarının, anılan kanunun 50. maddesi gereğince hapis cezasının adli para cezasına çevrilme gerekçesi olarak suçun işleniş biçimindeki özelliklerin gösterilmesi rağmen aynı kanunun 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinin uygulanmama gerekçesinin yine suçun işlenmesindeki özellikler ve sanığın yargılama sürecinde pişmanlık göstermemesi olarak belirtilmesi suretiyle çelişki yaratılması,
2- Sanık hakkında sonuç ceza olarak adli para cezasına hükmedilmesine rağmen kasıtlı suçtan hükmedilen hapis cezasının kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
3- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin aynı Kanun’un 331/1. maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafii ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 19/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.